Türkiye 12 yılda tam 52 kat borçlandı
2002'de 6,5 milyar liraydı, 11 yılda 52 kat artarak 2013'te 330 milyar TL'ye yükseldi.
ekonomik göstergelerdeki bozulmaya en bariz örnek, artan borçluluk
gösteriliyor. 2002'de 6,5 milyar lira olan tüketici kredisi ve kredi
kartı borç tutarı, 11 yılda 52 kat artarak 2013'te 330 milyar TL'ye
yükseldi. Türkiye'nin 2007-2013 büyümesi ise yüzde 3,5 olurken aynı
dönemde gelişmekte olan diğer ülkeler ortalama yüzde 5,9 büyüdü.
Zaman'In
haberine göre, CHP, 2002-2014 yılları arasında ekonomi ve sosyal hayata
ilişkin birçok alandaki verileri raporlaştırdı. 'Gerçek Türkiye'nin
Grafikleri' adlı raporda, 2002 yılından sonra krizden çıkışla birlikte
ekonomide olumlu bir gidişin sağlandığı, ancak özellikle 2007 yılından
sonra ekonomi ve sosyal hayatın birçok alanında olumsuz gidişat
yaşandığına dikkat çekildi. Raporda Eylül 2014 sonunda 345,5 milyar
TL'ye ulaşan vatandaşların bankalara olan
kredi borcu 2002 yılındaki düzeyin 52 katına çıktığı belirtildi. Rapora göre 2002
yılında 6,5 milyar lira olan vatandaşların bankalara olan tüketici
kredisi ve kredi kartı borçlarının toplam tutarı 2013 yılı sonunda 330
milyar TL'ye çıktı. Bu dönemde kredi kartı borçları 4,3 milyar liradan
74,2 milyar liraya, tüketici kredisi borçları 2,3 milyar liradan 271
milyar liraya yükseldi.
2002'DE 1 MİLYON 655 BİN KİŞİ 2014'TE 15 MİLYON KİŞİRaporda
ayrıca şu tespitlere de yer verildi: "2002 yılından itibaren hızla
borçlanan ailelerin, en büyük alacaklısı bankalar. Ailelerin borcunun
harcanabilir gelirlere oranı yüzde 55'e kadar yükseldi. Bankalara
tüketici kredisi borcu bulunan vatandaşların sayısında da AKP döneminde
patlama yaşandı.
2002 yılında bankalara 1 milyon 655 bin kişinin
kredi borcu bulunuyordu. 2014 sonu itibarıyla bankalara tüketici kredisi
borcu bulunanların sayısı 15 milyon kişiye çıktı. Tüketicilerin
zamanında ödeyemedikleri için bankalar tarafından takibe alınan
borçlarının tutarı 2002 yılında 278 milyon lira düzeyinde bulunuyordu.
Bu rakam 2014 sonu itibarıyla 12,5 milyar liraya kadar yükselerek rekor
kırdı. Karşılıksız çek oranı da 2011 yılında 580 bin adetken, 2014
yılında 800 bini aştı.
2002 yılında krizden çıkan Türkiye'de icra
müdürlüklerine 10 milyon icra dosyası gelirken, 2014 yılında bu oran 21
milyonu geçti." 2014 yılı için hükümet yüzde 4'lük bir büyüme
hedeflemişti. Ancak orta vadeli program kapsamında büyüme tahmini yüzde
3,3 düzeyine çekildi. Türkiye'de 2007-2013 dönemindeki yıllık ortalama
büyümenin, yüzde 3,5 olarak gerçekleştiği belirtilirken aynı dönemde
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerdeki büyümenin yüzde 5,9 olarak
gerçekleştiği vurgulandı. Raporda azalan tasarruf oranlarına ilişkin
olarak ise en son 2011 yılında yatırımların oranı yüzde 23,6'ya
çıkarken, tasarrufların oranı yüzde 13,9'a kadar indi ve Türkiye
tarihinde ilk kez milli gelirin yüzde 10'una yakın cari işlemler açığı
verdi. 2013 yılında tasarruf oranının yüzde 12,6'yla dip noktaya
indiğine dikkat çekildi. Rapora göre Türkiye 2014'te milli gelirinin
yüzde 14'ü kadar tasarruf yapabildi. Yurtiçi tasarrufların düşük düzeyde
seyretmesi, Türkiye'nin cari işlemler açığı sorununun kronikleşmesine
yol açıyor denildi.
NÜFUSUN YÜZDE 59'U YOKSULRaporda
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye'de yoksulluk
riski altında bulunan, maddî yönden yoksun ve iş yoğunluğu düşük olan
hanelerde yaşayan kişilerin nüfus içerisindeki payının yüzde 59,2 olduğu
vurgulandı. Buna göre, Türkiye nüfusunun 43 milyonunun ekonomik zorluk,dayanıklı tüketim malları, barınma ve konutun çevresi ile ilgili
çeşitli göstergelere bakılarak belirlenen 'şiddetli maddî yoksunluk'
içerisinde bulunduğu belirlendi. Vatandaşların yüzde 78'i evden uzakta
bir hafta tatilin giderlerini karşılayamıyor. Yüzde 75'i yıpranmış ve
eskimiş mobilyalarını yenileme olanağına sahip bulunmuyor. Yüzde 29'u
evinin ısınma ihtiyacını tam olarak karşılayamıyor. Yüzde 49'u
beklenmedik harcamaları karşılayamıyor. Vatandaşların yüzde 46'sı ise
iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek yeme imkânı bulamıyor.