TOZ BULUTU
Rahmetli eniştem arıcılık yapardı..kışın Marmaris bölgesinde,Bahar da Bigadiç ve sındırgı dağlarında yazın ise Edirne-İpsala bölgesinde arılarını gezdirerek en güzel balları elde etmeye çalışırdı.
Bende okullar yaz tatiline girdimi hemen rahmetli eniştemin yanına koşarak doğanın tadını çıkarırdım..işte yine öyle bir yaz aylarından bir anıyı isterseniz beraber paylaşalım?Buyurun?
Sıcak bir Temmuz akşamı güneş henüz batmak üzereyken çadırın önünde kurulu çardaktaki oturaklarda oturup çalı,çırpı ve meşe dallarının sararmış kurumuş yapraklarının gölgesinde sohbet etmenin tadını çıkarıyordum.Yerde köz olmuş meşe odunlarının üzerinde demlenen çaydanlık eşliğinde ; akşam yemeğinde " tarhana çorbası ve turşu iyi gider" derken ;
Uzak hafif yama tepeden ellerini iki yana sallayarak,
" hoo hooo " diye seslenen bir insan görüp hemen rahmetli enişteme seslendim.
- Enişte bak orada bir adam var ne dediği anlaşılmıyor baksana
- Evet gördüm bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor .dedi
İkimizde o yöne doğru bakarak ayağa kalktık ve biraz daha yaklaşmak amacıyla yürümeye başladık . Yine de hiçbir şey net görülmüyor sesler net anlaşılmıyordu.Biz yürüdükçe çadırdan uzaklaşmaya bize seslenerek gelen adama yaklaşmaya başlamıştık ki hafif bir toz bulutu içinde bize doğru bir şeyin geldiğini gördük.
- Enişte bize doğru bir şey geliyor görüyor musun
- Sanırım adamcağız çoban. Koyunu ya da keçisi kaçmış.
diyerek cevredeki bir ağaç dalını kırarak birini kendine biri bana vererek.
-bunu al biraz aramızda mesafe olsun gelen koyun yada keçinin önüne geçip kaçmasına engel olalım. Dedi ve bende ;
-olur öyle yapalım?
dedim demesine de ne olduğunu hala görememenin verdiği hafif heyacan da yok değildi hani yani .
"Oda ne ?!!! aman yarabbim !" sözlerini "
kaçççç Olcay "
sözleri yerini bırakmıştı..Yaklaşan toz bulutunun içinden 1 tonluk dev bir boğa bizi görünce el freni çekilmiş araba gibi, zınk diye durdu. Sağ ayağını yere sürerek burnundan çıkardığı o ses ile pek de bizden hoşnut olmadığını , fena düşünceler beslediğini anlamak için kör ve sağır olmak gerekir diyerek Allah ne verdiyse ayaklarım kıçıma çarparcasına geriye doğru kaçmaya başladım.
Eniştemi görecek,ne yapıyor diye merak edecek halim olmadan çadırın hemen kenarında çalılıklara saklandım..arı kovanlarına çarparak deli gibi koşan boğa çarptığı kovanlardaki arıların sokmasıyla daha da bir kızgınlaşmış delirmişcesine her şeyi yıkıp dağıtarak bizden uzaklaşmıştı.
" Ohhh Allah'a şükür gitti " diyerek çalılıklardan çıktım baktım ileriden eniştemle bize doğru " hoo hooo " diye bağıran ve ellerini sallayan adam geliyor.
Eniştem bir şey yok demi diyerek gel şu adama gidelim dediğinde " evet evet gidelim ulan diye başlayan ve devamında daha başka sözlerde söyleyerek adam doğru yürüdük.
Yan yana geldiğimizde tam bir şeyler söyleyecekken kan ter içinde kalmış 40 yaşlarında adamcağız soluk soluğa söz alarak.
- Ağabey ya ben size " kaçınnnn kaçınnn boğa geliyor " diye bağırıyorum sizde inadına boğanın önüne geçtiniz.tepenin ardında otlanırken arılar sokmuş hayvancağızı delirdi baktım size doğru geliyor uyardım ama beni anlamadınız"
- bizde kuzu yada keçi falan sandık be bilader tutuverelim dedik ama yanılmışız kovanlardan iki ? üç tanesini devirerek kaçtı bizden yana hakkımız helal olsun sende helal et?. dedi eniştem?.
Bu olayı yaşadığımda sanırsam 14 yada 15 yaşındaydım unutmıaycağım olaylardan birisidi?. Kendimi İspanyol boğa avcısı Matador gibi hissettim ne yalan var?.
İşte böyle sevgili dostlar bir anımızla yazımızı noktalarken ;
Netleşmemiş, ne olduğu belli olmayan, buğulu yada toz bulutu içindeyken kavrayamadığın bir şey için atılma,kesin yargılarda bulunma ?emin ol, netleşmiş ve kavrayabildiğin hususlar ve olgular üzerinde yorumlarda bulunmaya gayret göster?
Tahminler ve varsayımlar üzerinden hareketle yanılma ve yanılgıya düşerek zarar görebilme ve zarar verebilme ihtimalinin her zaman olduğunu sakın ama sakın unutma?
Sen sen ol TOZ BULUTUNUN DAĞILMASINI BEKLE?camda ki buğuyu SİL ve öyle bak?.. NET GÖRDÜĞÜN AN , görebildiğin andır?..
SAYGILARIMLA