İLAÇLARIN KRALİÇESİ
Yiyeceklere parlak sarı bir renk veren safran; sıra dışı tadı ve
yemeklere kattığı renk nedeniyle Arap, Orta Asya, Avrupa, Hint, İran ve
Fas mutfaklarında yaygın olarak kullanılıyor. Safran, Anadolu'da da
Hititler döneminden beri ilaç olarak kullanılıyor. Prof. Dr. Turhan
Baytok yazılarında, safranın; Greek döneminde İzmir bölgesinde elde
edilen ve ticareti yapılan bir bitki olduğunu belirtiyor. Baytok'a göre;
botanik biliminin babası olarak kabul edilen Theophraste, safranı
'ilaçların kraliçesi' olarak isimlendirmiş. Osmanlı döneminde de önemini
koruyan safran, bir zamanlar İngiltere'ye bile ihraç edilmiş. Ancak
20'nci yüzyıldan itibaren ekonomideki güçlükler nedeniyle, Anadolu'da
safran ekimi ve üretimi çok geriledi. 1913 yılında Safranbolu ve Urfa
illerinde yetiştirilen safran, ülkenin gereksinimini karşılayamadığı
için Fransa'dan ithal edilmeye başladı. Türkiye, günümüzde safran
ihtiyacını İspanya ve İran'dan karşılıyor.
ATIŞTIRMAYI ENGELLİYOR
Safran; halk arasında sinir sistemi uyarıcısı, iştah açıcı, adet
söktürücü, koku ve renk verici olarak kullanılıyor. Amerika'da yapılan
bir araştırma; günde 176.5 mg safran tüketen kişilerin, yüzde 55
oranında sağlıksız atıştırmalardan vazgeçtiğini gösteriyor. Bu nedenle
safran tüketiminin obeziteyi önleyebileceği belirtiliyor. Başka bir
araştırma ise; safranın iştah düzensizliğini önlediğini ve moral
yükselttiğini kanıtladı.
KANSERLİ TÜMÖRÜ KÜÇÜLTÜYOR
Yapılan çalışmalar; safranın depresyon ile mücadelede, anksiyete ve
duygusal kontrol yönetiminde etkili olduğunu gösteriyor. Ayrıca safranın
antikanserojen (kanser bastırıcı) olduğu ve antioksidan özelliklere
sahip olduğu belirtiliyor. Araştırmalar; safran özünün ve içeriğindeki
kimyasalların kanser tümörünü küçülttüğünü ve tümörün yayılmasını
önlediğini gösteriyor.
ALZHEIMER İLE DE SAVAŞIYOR
Her derde deva bir baharat olan safran, göz hastalıklarının ilerlemesini
de yavaşlatıyor. Safran, geleneksel halk hekimliğinde ise; ağrı, kötü
sindirim, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, solunum sistemi
hastalıkları ve Alzheimer gibi birçok ciddi rahatsızlığın tedavisi için
kullanılıyor.
OSMANLI'NIN ŞİFA KAYNAĞI
17'nci yüzyılda Osmanlı hekimlerinden Salih bin Nasrullah, bir eserinde
safranın; tıkanmaları açtığı, karındaki gazları dağıttığı, kabızlığı
giderdiği, kalbe kuvvet verdiği ve iştah açtığından söz ediyor. Yani,
Osmanlılar'da ve eski Türk mutfağında çok önem verilen safranın
değerinin daha o zamanlarda keşfedildiği ve pek çok hastalıkta
yüzyıllarca evvel kullanıldığı anlaşılıyor.