Uzun yıllar metruk durumda bekledikten sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin restorasyonuyla yeniden hayat bulan tarihi Ayavukla Kilisesi, son dönemde kente gelen Ortodoks turistlerin uğrak mekanlarından biri haline geldi.
Uzun yıllar metruk durumda bekledikten sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin restorasyonuyla yeniden hayat bulan tarihi
Ayavukla Kilisesi, son dönemde kente gelen Ortodoks turistlerin uğrak
mekanlarından biri haline geldi.
Harabe halindeyken İzmir Büyükşehir
Belediyesi tarafından restore edilen Aya Vukolos, İzmirlilerin deyimiyle
Aya Vukla Kilisesi, kültür merkezi ve müze işlevlerinin yanı sıra inanç
turizmine de hizmet ediyor. 1922 yangınından sonra şehir merkezinde
ayakta kalan tek Ortodoks mabedi olma özelliğini taşıyan kilise,
özellikle 17 Ağustos 2014 tarihinde ilk kez düzenlenen ve İzmir'de
yaşayan Rum Ortodoks cemaati mensupları, Sakız ve Midilli adaları ile İngiltere'den
gelen bir grup Yunanlı'nın katıldığı dini törenin ardından,
Ortodoksların yeni çekim merkezlerinden biri oldu. Dünyanın çeşitli
kentlerinden gelen Ortodokslar, İzmir ziyaretlerinde Ayavukla'yı da
programa eklemeye başladı.
Ayavukla Kilisesi son olarak, İzmir
Ekonomi Üniversitesi'nin düzenlediği uluslararası konferansa katılmak
üzere kente gelen yabancı hukukçuları ağırladı. Aynı zamanda avukat olan
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Yeni Türk Ticaret Kanunu Hazırlık
Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ünal Tekinalp ve İzmir Büyükşehir Belediyesi
Başkan Danışmanı Hasan Tahsin Kocabaş'ın eşlik ettiği heyet, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında
inşa edilen Ayavukla Kilisesi'nde yapılan çalışmalarla ortaya çıkarılan
boya tabakalarının ardında gizli kalmış olan Hz. İsa figürü, Altın Ağızlı Aziz Yuhanna ile melekler Mikail ve Cebrail'i simgeleyen duvar resimlerini inceledi.
BÜYÜK YANGINDAN KURTULAN TEK RUM KİLİSESİ
Temeli 1866 yılında atılan Aya Vukla Kilisesi, Rum Ortodoks Cemaati için 19. yüzyılın ikinci yarısında yapıldı. Kilise işlevini 1922 yılına kadar sürdüren yapı, İzmir Yangını'ndan kurtulan tek Rum kilisesi olarak akıllarda kaldı. Ancak cemaatinin İzmir'den ayrılması üzerine terk edildi. 1924 yılının şubat ayında Atatürk'ün isteği üzerine Asar-ı Atika Müzesi'ne dönüştürüldü. Müze işlevi ilerleyen zamanlarda değişti. Kültür Bakanlığı tarafından opera çalışma salonu olarak hizmet veren yapı, talihsiz bir yangın sonrasında kullanılmaz hale geldi. Cumhuriyet sonrası müzecilik çalışmalarının önem kazanmasıyla birlikte, kimi kabartmalar, heykeller, frizler ve birçok tarihi eser kurtarılarak bahçesine konuldu. 1951 yılında müze buradan fuar alanına taşındı. Mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olan yapı, 17 Ocak 1975 tarih ve 152 sayılı genelgeyle korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildi. 2003 yılındaki tahsisin ardından Büyükşehir Belediyesi'nce restore edilerek kültür merkezi işlevi kazandırılan tarihi yapının müştemilatlarından biri Basın Müzesi haline getirilirken, diğer bina ise İzmirli ünlü modacılar Hanife Çetiner ve Esin Yılmaz'ın koleksiyonlarının sergilendiği anı evine dönüştürüldü.