Norveç'te Müslüman erkek adam rolü tartışıldı. Norveç'de yaşayan türk yönetmen ve yazar Nefise Özkal Lørentzen' Filmine izleyicilerin ilgisi büyük oldu.Filmin ardından filmi izleyen izleyiciler panelide sıkı sıkı takip ettiler.
Filmin içeriği özetle şöyle; daha önce İslam ve Eşcinsellik (Gender me), İslam ve Kadın (A balloon for Allah) filmleriyle cinsellik konusunu irdeleyen yönetmen, son filmi İslam ve Erkekler (Manislam) ile dinin yobazlar tarafından suistimal edilen motoruna sağlam bir darbe indiriyor.
Yönetmen bu üçleme ile İslam toplumunu dıştan içe 3 halkaya bölüyor. Nefise Özkal Lörentzen, toplumun en zayıf bireyinden, en güçlüsüne doğru yaptığı yolculukta ilk önce Müslüman ülkelerde hayatta kalmaya çalışan eşcinsellerin yaşamlarını gözler önüne sermişti. İkinci belgeselinde ise toplumun ikinci ezilen tabakası olan kadınları ön plana çıkarmıştı. Dün gece gerçekleştirilen Manislam galasında ise diğer iki tabakanın tam merkezinde bulunan erkeklerin Müslüman ülkelerinde yaşadığı zorluklar sergilendi. Bu noktada önemli birkaç ayrıntının altını çizmek isterim: Manislam, İslam ülkelerindeki şiddetin ve kaos ortamının sebebini erkeklere bağlamıyor. 70'li yıllardan alışkın olduğumuz erkek düşmanı bir feminizmi desteklemiyor. Aksine, İslam dininin yanlış yorumlanmasıyla yaşamları bir cehenneme dönüşen milyonlarca erkeğin mezalimini tüm dünyaya gösteriyor. Nefise, aynı zamanda batının ukala belgeselcileri gibi 'Aman efendim, İslam dini şöyle tukaka bir anlayıştır.' da demiyor. 3 halkanın merkezine sevgiyi koyarak, İslam'ın içindeki güzelliği yedi düvele duyurmayı amaçlıyor. Elif Şafak'ın romanındaki gibi her şeyin tam ortasında bulunan, tüm evreni çekip çeviren AŞK.
Manislam bünyesinde, İslam'ın reformu için dünyanın dört bir yanında cansiperane çalışan Bangladeşli, Kuveytli, Endonezyalı ve Türk Martin Luther'ler ile tanışıyoruz. Sizlere önceden filmi anlatmak istemiyorum ama Nefise Lørentzen bir şair gibi hayatın içinden spoiler veren bir yönetmen olduğu için belgeselde gördüklerimi anlatmakta bir sakınca göremiyorum.
Hepimizin Gezi eylemlerine verdiği destek ile çok daha yakından tanıdığı Anti-Kapitalist Müslüman İlahiyatçı İhsan Eliaçık Hocamız Manislam'da hikâyesi anlatılan kahramanların başında geliyor. Hocamızın filmdeki sözlerinden hatrımda kalan şu çarpıcı bölümü sizlere aktarmak isterim: "İki çeşit din vardır. Bir, ölü din. İki, yaşayan din. Ölü din, dünyadaki ömrünü tamamlamış olan dinlere verilen addır. Yani namaz kılarak, tespih çekerek, anlamadığı dilde dua ederek devam ettirilen din, ölü dindir. Bu gayeye hizmet eden insan, çevresindeki hiçbir insanın derdine merhem olamaz. Yaşayan din ise geçmişteki peygamberlerin yapmış olduğu gibi insanlık adına çalışmaktır. Zayıfın yanında olmaktır. Türkiye'deki Kürt, Türk'e eşit olana dek ben Kürt Kardeşimin yanındayım. Zengin fakir ile eşitlenene dek, ben fakirin yanındayım. Bizim yaşamak istediğimiz eşitlikçi İslam anlayışı budur. " İhsan Hocamızın sözlerine ek olarak ben de naçizane görüşümü not düşmek isterim: "Dünya'nın ilk aktivistleri peygamberlerdir."
3 yıllık bir emeğin ürünü olarak ortaya çıkan belgesel aynı zamanda Dr. Naif Al Mutawa'nın dünyaca ünlü süper kahraman serisi The 99'ı ele alıyor. İçi süper kahramanlarla dolu.Filmin sonunda bir konuşma yapan Dr. Mutawa şöyle diyor; "Din, özünde çok güzel bir şey ama politika oldukça çirkin bir mahlûkat. Bu yüzden, benim gözümde din ve politika hiç evlenmemesi gereken karı koca gibidir. Din ve politikanın evliliği büyük sorunlara gebe kalır ve kendilerinden daha beter çocuklar dünyaya getirir. O çocuklardan doğan nesiller ise daha çekilmez bir hal alır ve bu durum bu şekilde devam eder gider. Ta ki, birileri ortaya çıkıp, duruma dur diyesiye kadar."