Dünyada cehennem bu olsa gerek!
Tecavüze uğrayan bir kadın; ölen iki çocuk, çocukların birisi henüz anne karnında ve kimsesizliğe uygulanan zulüm?
Suriyeli kadının başına gelenlere bir kısım medya gözlerini kapadı. Bir kısım grup ise sırf Suriyeli diyerek olaya göz yummayı yeğledi. Peki, tüm bunlar olup biterken bizim vicdanımıza ne oldu?
Aylardır uygulanan Suriyelileri istemiyoruz propagandası en sonunda başarıya ulaştı. Şimdi bu olaydan sonra herkes ellerini kaldırıp bir baksın.
Klavyenin başına oturup ülkenize dönün naraları atarken, haklarımız onlara veriliyor nidaları atılırken bu vahşete sizin de elleriniz değdi. Belki içinizden fısıldayacaksınız. Kimse duymayacak. Cesaretiniz olmayacak, keşke demeye lakin ellerinizdeki kan lekelerini kimseye gösteremeseniz de sizler göreceksiniz. Parmaklarınızdan aşağıya süzülen kan iki çocuk ve bir kadının kanı olacak.
Dünya hayatının bir misafirhane olduğunu göremeyenlerin misafire davranış biçimleri aslında haklarında bilgi edinmemizde fazlasıyla yardımcı olmaktadır. Önce Kürt-Türk ayrımıyla veryansın ettik. Sonra Suriyelilerin gelişiyle milliyetperver kesildik. Milliyetçilik beyler ırkçılık değildir. Milletini sevmekle başlar.
Milletin için çalışmakla son bulur.
Mültecilere verilen her şey gözümüzde büyüdü. Birçoğuna normalin altında paralara ağır işler vererek çalıştırdık. Zengin yaşlı amcalarımız kızlarını kendilerine eş etmek için yarıştı. Çocuklarının mendil satmasını eleştirdik. Sonuca gelirsek; ırzlarını, namuslarını korumak ve insanca yaşamak için gelen bu insanlara hayvan gibi davrandık.
Şimdi herkes ellerine baksın. Kim de ne kadar kan ve vahşet izi var!
Elbette benim başıma gelseydi gibi bir empatiyi kuracak vicdan taşısaydık bu olayı yaşamazdık. "Onlar savaştan kaçtılar" diye yaygara koparttığınız insanlara "Vatan haini" yaftası yapıştırdığınız insanların birbirlerini öldürmemek için buraya geldiklerini birazcık kitap okuyup beyinlerinizi geliştirseydiniz bilirdiniz. Burada olan insanlar kardeşkanını dökmemek adına ülkelerini terk ettiler.
Her sabah aynı kahvede oturduğu komşusunu öldürmemek için, Her gün aynı bakkaldan alış veriş yaptığı, oyun parkında çocuklarının birlikte oynadığı, aynı hastanede tedavi olduğu insanları öldürmemek adına?
Kimin zaman içinde ne hale gelip ne halden çıkacağını yüce yaratıcımız Azimüşşan bilir. Lakin biz nerede vicdanımızı kaybettik onu sorgulamalıyız?
Ümmiye Yılmaz Erçevik