'FIRTINA' ADLI KÖPEK, HAVA SALDIRISINDA TELEF OLMUŞTeslim
olduktan sonra Azerbaycan uyruklu bir IŞİD komutanının yanlarına
gelerek, "Sizi Türkiye'ye hemen göndermeyeceğiz, Önce Türkiye ile bazı
konularda anlaşmamız gerekiyor" dediğini anlatan Veysel Can, geçen süre
içinde 8 farklı noktaya transfer edildiklerini kaydetti. Veysel Can, götürüldükleri bazı noktalarda hava bombardımanına maruz kaldıklarını ve Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın,"Üzüldüm" dediği Fırtına adlı bomba arama köpeğinin bu hava
saldırılarının birisinde telef olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bizi
aldıktan sonra bir eve götürdüler. Burada 8-10 gün kadar kaldık. Daha
sonra 'Sizi daha emniyetli bir yere götüreceğiz' diyerek, bizi araçlara
bindirip tatil köyü dedikleri bir yere götürdüler. Burası uzun
koridorlara sahip bir binaydı. Sonra 10 dakika arayla buraya iki büyük
bomba düştü. Camlar kırıldı, bir arkadaşımızın ayağında kesik oluştu,
bir arkadaşımızın kulak zarı patladı. Köpek de bu saldırıda yaralanmış. O
gün hiç bir şeyi yoktu, bir gün sonra telef oldu. Arkadaşlarım köpeğin
göğüs kısmında derin bir yara olduğunu söyledi. IŞİD, köpeği arabaya
koyarak bir yere attı. Sonra buradan da ayrıldık bizi geniş bir yere
götürdüler. Burada şartlar daha iyiydi."
''TÜRK BAYRAĞINI GÖRÜNCE AĞLADIK''IŞİD
komutanlarının, serbest bırakılmalarından 10 günce yanlarına gelerek,
"Yarın sizi Türkiye'ye göndereceğiz" dediğini söyleyen Veysel Can, "Biz
buna inanmadık çünkü daha önce de bırakacağız dediler, fakat
bırakmadılar. Çok yalan söylüyorlardı. Zaten dedikleri gibi ertesi günde
bırakmadılar. Sonra serbest bırakılacağımız gün gelerek bize
hazırlanmamızı söylediler. Biz hazırlandık otobüse bindik. Yine başka
bir yere transfer ediliyoruz diye düşünüyorduk. Sonra yanımıza onların
Musul Valisi dediği kişi geldi. Anlaşmanın sağlandığını ve Türkiye'ye
gönderileceğimiz söyledi. Biz yine inanamamıştık. Otobüslerle Suriye'nin
içinden geçerek Rakka'ya, sonra Telabyad'a geldik. Biz burada kalacağız
diye düşünüyorduk. Sonra Akçakale sınırına geldik. Burada Türkiye'ye
gireceğimize inandık. MİT'e
haber vermedikleri için 4 saat sınırda bekledik. Geçen süreden sonra Türk
görevliler geldi, 'Belgeleri imzalayıp sizi sayarak teslim alacağız'
dedi. Sonra bizi teslim aldılar. Sınırı geçerken bazı arkadaşlarımız
Türk Bayrağı'nın yanından geçerken çığlıklarla ağlamaya başladı. Bizi
MİT Bölge Müdürlüğü'ne götürdüler. Burada ailelerimizle ilk defa telefon
görüşmesi yaptık."
Veysel Can'ın eşi Melek Can ise mutlu haberi
alınca gözyaşlarını tutamadığını kaydederek, "Eşim rehinken Özel Harekat
Daire Başkanı, şube müdürü, Şahinbey Belediye Başkanımız bizi hiç
yalnız bırakmadı. Sürekli telefonla aradılar. Ziyaretimize geldiler. Hep
eşimin sağ salim döneceğini söyleyerek manevi destek oldular. Onlara
çok teşekkür ediyorum. Eşimin kurtarıldığı haberini alınca apartmanda
bağırarak eşimin döndüğünü haykırdım, çok mutluyuz" diye konuştu.