İnce gördüm, yine olmadı!


İnce gördüm, yine olmadı!

Müthiş bir atmosfer… Sanki yer gök onu bekliyordu ama olmadı, olmazdı da. 

Erken seçim kararı alınmış, ortalık toz duman. Öyle bir hamle yapılmış ki, yeni kurulan İYİ partinin seçimlere girme imkan ve ihtimali yok. Hep aynı laflar, sözler, ‘’YSK’nın kararını bekleyelim.’’ Perşembenin gelişi aslında Çarşambadan belli.

Ama çıkacak olumsuz karara verilecek tepki hazır; ‘’kurumlarımızın kararlarına saygı duyalım.’’ Ama işimize gelmediğinde Anayasa Mahkemesi kararını bile uygulamasak (!) da o bizim problemimiz.

Hani Almanya milli takımının Dünya Kupası grup maçında, 90+5’te İsveç’e attığı gol var ya, 15 milletvekili transferi hamlesiyle, işte öyle bir gol geldi ki CHP’den.

AKP’nin en çok korktuğu, aşırı sağ görüşte olmayan genç, dinamik bir liderin, geçmişin yüzde 20’ler civarındaki DYP ve ANAP oylarına talip olması. Bu öyle büyük bir kâbus ki… Sırf bu korkudan, potansiyel rakip Soylu ve Kurtulmuş’u partilerinin genel başkanlığından transfer ettiler.

Burda not düşelim. Türkiye gerçeklerinin farkında olmadan başarılı olmanız ne kadar mümkün? Türk halkının yüzde 65-70’i sol bir partiye oy vermez görüşü hâlâ hâkimken. Son 30-40 yıl seçim sonuçlarına bakmak yeterli bu tezi doğrulamak için. 1977’de Ecevit’in aldığı yüzde 42 oy oranı sakın sizi yanıltmasın. Ne o zamanki siyasi şartlar geçerli ne de tercihler.

Tam da böyle bir ihtimal olur mu, bu aşırı muhafazakar olmayan sağ oylarına Akşener talip olur mu derken, sanki yeni keşfedilmiş gibi İnce’den bir rüzgar esmeye başladı.

Muharrem İnce’yle meydanlar dolup taşıyordu ama söylemleri, meclis kürsüsündekilerle benzer, neredeyse çoğu da aynı. İnanılmaz etkileyici konuşuyor, esprili, zeki bir görüntü veriyor, hatta değerli anneleri ve kardeşleri de başı örtülü ama temel sorunun kimse farkında değil. Rakibiniz, sizi 50-60 yıl önceki yapılanları sanki siz yapmışsınız gibi suçluyor, buna inanmaya hazır çok büyük de bir kitle var. Çünkü, onun sizin hakkınızdaki sözlerinin ulaştığı yerlerin yüzde 60’ı sizi duymuyor, kimse oralara sesinizi duyuramıyor.

Kullandığı dil de çok kolay manipüle edilebilirdi, edildi de. Hakkınızda söylenen bir yalanı, o yalanın söylendiği bütün kanalların ulaştırdığı herkese ulaşıp doğruyu anlatma imkanınız yok. O yüzden, kullanacağınız dil önemli. Yakarım, yıkarım, sökerim, atarım… bunları 15 yıldır söyleyen biri zaten var. Alternatif olduğunu iddia ediyorsan, aynı dili kullanarak neyin alternatifi olabilirsin ki!

Seçimler ikinci tura kalırsa, iktidarın tek bir temennisi vardı, İnce kalsın, zinhar Akşener olmasın. Halkın, 70’li yıllardan miras kalan sağ-sol tercihinin herkes farkında.

Aynen onu yaptılar. Fırsatçı davrandılar. Sadece İnce’yi muhatap aldılar, sanki tek rakip oymuş gibi davrandılar. CHP yönetimi, bu fırsatı görüp, bu rüzgarla sağ seçmenin oylarını alır mıyız ümidine kapıldı ama olmadı. Olamazdı.

Aslında biraz da aç gözlü olmasalardı, daha zayıf bir aday çıkarıp az görünürlükle alternatif sağ adaya dolaylı destek sağlayabilirlerdi, olmadı.

İnce görelim dediler, olmadı, ıska geçtiler.



Sevgiler 
Alim Kişi

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.