TÜRKİYEHaber Girişi : 05 Eylül 2014 05:51

Hukukun hukuka saygısını kaybettiği yer!

Hukukun hukuka saygısını kaybettiği yer!
"İstanbul Barosu avukatlarından İlker Atamer, bir dosyasının takibi için 25 Ağustos 2011 tarihinde İstanbul Adalet Sarayı'na gitti."
Ancak savcı Vedat Yiğit'in kaleminde bulunamayan dosyanın yeri konusunda tartışma çıktı. Dosyanın kalemde mi, yoksa tevzi bürosunda mı olduğu konusunda çıkan tartışma sırasında, savcı Vedat Yiğit, avukat İlker Atamer'e "Yalan söylüyorsun", avukat Atamer de savcı Yiğit'e "Temizlik personeli olmadığını nereden bileyim?" dedi.

SAVCI YİĞİT TUTANAK TUTTURDU

Savcı Vedat Yiğit, avukat Atamer ile yaşadığı tartışmayı tutanak altına aldı. Tutanakta, karşılıklı söylenen "Yalan söylüyorsun" ve "Temizlik personeli olmadığını nereden bileyim?" sözlerine açıkça yer verildi. Tutanağı savcı Yiğit, zabıt katibi Birgül Güven ve Adalet Sarayı Polis Merkezi Amiri Cevdet Sunay Karataş ile bir polis memuru imzaladı.

Avukat İlker Atamer, HSYK'ya başvurarak savcı Yiğit'i şikayet ederken, savcı Yiğit de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak avukat hakkında şikayetçi oldu. 

HSYK'ya verdiği şikayet dilekçesinde, Savcı Yiğit ile dosyasının nerede olduğu konusunda tartışma yaşadıklarını, tartışma sırasında Savcı Avukat İlker Atamer, savcının kendisine 'Yalancı' dediğini belirterek, dilekçesinde şunları belirtti: 

"Savcı Vedat Yiğit tartışma sırasında bana 'Yalancı' dedi. Ardından da, 'Senin avukat olduğuna inanmıyorum, avukatlar yalan söylemez, bana avukat olduğunu kanıtla, göster kimliğini' diyerek hakaret etti. Ben de,'Ben sizin savcı olduğunuzu nereden bileyim? Siz de bana savcı kimliğinizi gösterin' dedim. Bana, 'Görmüyor musun, makam odamdan çıktım ben' yanıtını verdi. Ben de, 'O odadan çıkmanız savcı olduğunuzu ispatlamaya yetmez, sizin temizlik personeli olmadığınızı nereden bileyim?' karşılığını verdim." 

Avukat Atamer, savcı Yiğit hakkında idari soruşturma açılmasını talep etti.

HSYK: KARŞILIKLI TARTIŞMA VAR, HAKARET YOK

HSYK 3. Dairesi, 8 Kasım 2011 tarihli kararında, avukat Atamer'in şikayetini, "Şikayet olunan tarafından söylendiği iddia olunan sözlerin,karşılıklı tartışma sonucu ve karşılıklı söylenen sözlerden ibaret olduğu, konuşmanın bir bütün olarak incelenmesinde hakaret kastı ile hareket edilmediği" gerekçesiyle işleme koymadı.

BAKANLIK, AVUKAT HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERDİ

Avukat Atamer'in şikayeti sonuçsuz kalırken, Savcı Yiğit'in Avukat Atamer'in kendisine hakaret ettiğini öne sürerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı başvuru, dava açılmasıyla sonuçlandı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar, avukat Atamer hakkında soruşturma başlatılması için Adalet Bakanlığı'na başvurdu. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, 12 Aralık 2012 tarihli kararı ile avukat Atamer hakkında soruşturma başlatılması için gerekli izni verdi.

"TEMİZLİK PERSONELİ" SÖZÜ "ONUR KIRICI" MI?

Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar, avukat Atamer hakkında dava açtı. Savcı Ayar, 19 Mart 2013 tarihli iddianamede, "Ben senin savcı olduğunu nereden bileyim?" sözleriyle savcı Yiğit'e hakaret edildiğini savunarak,avukat İlker Atamer'in 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasını istedi.

İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederek yargılamayı başlattı. Davanın ikinci celsesinde, savcıya esas hakkındaki mütalaası soruldu. Duruşma savcısı, "Sanığın Cumhuriyet Savcısı'na belirtmiş olduğu sözcüklerin aşağılama ve onur kırıcı nitelikte bulunduğundan ve sanığın şikayetçi Cumhuriyet Savcısı'na görevi sırasında ve görevi ile ilgili olarak hakaret ettiği, tüm dosya kapsamıyla anlaşılmakla, TCK'nın 125/1-3-a maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi talep ve mütalaa olunur" görüşüne yer verdi. 

Mahkeme, önümüzdeki hafta yapacağı duruşmada avukat Atamer hakkındaki kararını verecek.

AVUKAT ATAMER: TEMİZLİK PERSONELİ SÖZÜ HAKARET DEĞİLDİR

Avukat İlker Atamer ise DHA'ya yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Aslında son derece basit bir tartışmaydı. Bir Cumhuriyet Savcısı tamamen yanlış anlama neticesinde bana 'Yalan söylüyorsun' diye hakarette bulundu. Ben de bunun hakaret olduğunu, suç olduğunu söyledim. Bu yetmezmiş gibi, bir de, 'Ben sizin avukat olduğunuza da inanmıyorum,avukat kimliğinizi görmek istiyorum' şeklinde ikinci bir beyanda bulundu. Ben de, 'Önce siz savcı kimliğinizi gösterin, ben de avukat kimliğimi göstereceğim' dedim. Ama Cumhuriyet Savcısı herhalde bir avukata cüzdanındaki kimliği çıkarıp göstermeyi biraz gurur kırıcı görmüş olacak ki, bana kimliğini göstermedi. Kimliğini göstermek yerine,bana makam odasının kapısını göstererek, 'Makam odamdan çıktım, görmediniz mi?' dedi. Ben de, 'Makam odasından çıkmış olmanız sizin savcı olmanızı ispatlamaz. Ben sizin temizlik personeli olmadığınız nereden bileyim?' dedim. Burada bir hakaret kastı yoktu, zaten cümle içerik itibariyle hakaret cümlesi değil. Tuttuğu tutanakta da bana söylediği 'Yalan söylüyorsun' hakaretini de açıkça yazmış. Kendisini HSYK'ya şikayet ettim, ancak HSYK savcının bana söylemiş olduğu sözü tartışma sırasında karşılıklı söylenmiş sözlerden ibaret olduğu gerekçesi ile savcı hakkında soruşturma açmaya gerek görmedi. Öte yandan, içeriği hakaret teşkil etmeyen cümlemden dolayı bana 'hakaret' suçundan dava açıldı. Dünyanın hiçbir hukuk sisteminde 'temizlik personeli' cümlesi hakaret telakki edilemez. Zira temizlik işçisi olmak,temizlik personeli olmak onursuz, aşağılık bir iş değildir. Dolayısıyla, bunun hakaret olarak kabul edilmesi, temizlik işçilerine hakaret sayılır. Temizlik işçisi olmak, temizlik personeli olmak hiçbir şekilde onur kırıcı, onursuz bir meslek değil. Ancak davaya katılan savcı, yani iddia makamı, onur kırıcı ve aşağılayıcı olduğuna dair mütalaa verdi. Şimdi mahkemenin sonucunu bekliyoruz." 
 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.