DÜNYAHaber Girişi : 26 Kasım 2014 03:12

Ferguson kenti cehenneme döndü

Ferguson kenti cehenneme döndü
ABD'de Michael Brown adlı silahsız siyahi genci öldüren beyaz polis suçsuz bulundu. Karar üzerine olayın yaşandığı Ferguson'da göstericiler binaları ateşe verdi, polis gazla karşılık verdi

Pınar Ersoy

ABD'nin Ferguson kentinde 9 Ağustos'ta Michael Brown (18) isimli silahsız bir siyahi genci öldüren beyaz polis memuru Darren Wilson'ın ön jüri tarafından suçsuz bulunmasının ardından kentte tekrar protestolar başladı. Polis memuru Wilson'ın Brown'u öldürmesi için makul bir gerekçe olduğuna karar veren 12 kişilik ön jüri, Wilson'un mahkemeye çıkmasına bile gerek olmadığına hükmetti. Brown ailesi kararın ardından yayınladıkları yazılı açıklamada "çok büyük hayal kırıklığına uğradıklarını" söyledi. Ancak karara tepki gösterecek kişilerin bunu yapıcı bir şekilde göstermeleri çağrısında bulundu. ABD Başkanı Barack Obama da karar açıklandıktan kısa süre sonra Beyaz Saray'dan canlı yayında yaptığı açıklamada "Biz hukukun üstünlüğü ilkesi üzerine kurulmuş bir ülkeyiz. Bu nedenle jürinin kararını kabul etmek zorundayız" diyerek sükunet çağrısı yaptı. Ancak bu çağrılar olayları engellemeye yetmedi.

Binalar ateşe verildi
Önceden olağanüstü hal ilan edilen Ferguson'da halk ve polis karşı karşıya geldi. Göstericilerden bazıları polise taş, şişe ve molotof kokteyli atarken polis de kalabalığa göz yaşartıcı gaz ve ışık bombası attı. Sokaklarda birkaç kez silah sesleri yükseldi. Ancak hangi tarafın ateş ettiği açıklık kazanmadı. Olaylarda birçok kişi biber gazı nedeniyle baygınlık geçirirken 21 kişi yaralandı. Gecenin sonunda şehirde en az 10 bina yanıyordu. AP ajansı bir binada, yangın söndürmek için gelen itfaiye ekiplerinin silahla ateş açılması sonucu olay yerini terk etmek zorunda kaldığını bildirdi. Kentte Brown'ın öldürüldüğü gün puro çaldığı market dahil birçok dükkan yağmalandı. St. Louis Polis Şefi Jon Belmar,80 kişinin gözaltına alındığı olayların ağustos ayındaki gösterilerden "çok daha kötü" olduğunu söyledi. New York, Chicago, Seattle, Los Angeles, Oakland, California, Washington D.C gibi kentlerde de gösteri yapıldı.

Yumruktan korkmuş
Polis memuru Wilson'ın Michael Brown'u elleri "teslim oluyorum" anlamında havada olduğu halde 12 el ateş ederek öldürdüğü iddia ediliyordu. Olayın hemen arkasından Wilson'ın yargılanıp yargılanmaması için karar vermek üzere kurulan ön jüri tanıkları dinlemeye başladı. St. Louis bölge Savcısı Bob McCulloch, 12 kişilik jürinin yaklaşık üç ay boyunca 60 kadar tanığı dinlediğini, bu kişiler arasında otopsiyi yapan adli tıp uzmanları ile Brown ailesinin tuttuğu patolojistin de olduğunu söyledi. Savcıya göre tanıklar Brown'ın ölümüyle ilgili tutarlı bir hikaye anlatamadı. Yine savcının iddiasına göre bazılarının anlattıkları fiziksel kanıtlarla çelişiyordu. Wilson'ın taksirle adam öldürme ya da birinci derece cinayetle suçlanma ihtimali vardı. Ancak karardan sonra yayınlanan tutanaklara göre Wilson, jüriye olayın çok tehlikeli bir bölgede gerçekleştiğini, Brown'ın başına iki kez vurduğunu, üçüncü darbenin ölümcül olmasından korktuğu için ateş ettiğini anlattı. Sonuçta ön jüri Wilson'ın görevi dahilinde hareket ettiğine karar vererek polis memurunu akladı.

Şiddet eğitimi işe yaramadı

Ferguson'da 9 Ağustos günü sokakta yürürken polis memuru Darren Wilson tarafından öldürülen Michael Brown'ın ellerini "teslim oluyorum" anlamında havaya kaldırdığı halde vurulduğu iddia ediliyordu. Ferguson'da ağustos ayında sokağa dökülen yüzlerce kişi Darren Wilson'un silahsız gence 12 el ateş etmesini protesto etmişti. Wilson'ın olaydan sonra göz altına alınmaması, hatta maaşını almaya devam etmesi de büyük kızgınlık nedeniydi. Bu dönemde polisin askeri teçhizatla protestocuların karşısına çıkması da tepki çekmişti. Olayların yatışmasından sonra yerel polis, "şiddeti azaltma eğitiminden" geçerken aktivistler de protestoculara sivil itaatsizlik tekniklerini öğretti. Ancak pazartesi gecesi çıkan olaylar bunun çok da işe yaramadığını gösterdi.

9 beyaz, 3 siyahtan oluşan jüri akladı

ABD'de 25 eyalette kullanılan ön jüri (grand jury) şüphelinin söz konusu suçu işlemiş olmak için geçerli bir nedeni olup olmadığına karar veriyor. Jüri tanıkları dinledikten sonra şüphelinin suçu işlemiş olabileceğine inanırsa olay mahkemeye intikal ediyor. Şüphelinin suçlu olup olmadığına mahkeme karar veriyor. Ancak eğer ön jüri şüphelinin suçu işlemesi için gerekçeli bir neden olmadığına hükmederse kişi otomatikman aklanmış olyor. Ön jüri gizli oturumda toplanıyor. Sadece savcının sunum yaptığı oturumlarda ne konuşulduğu, kimin nasıl oy verdiği  gizli tutuluyor. Jürinin kimliği de asla halka açıklanmıyor. Michael Brown'ın ölümüyle ilgili kurulan ön jüri 9 beyaz ve 3 siyah olmak üzere 12 kişiden oluşuyordu. Polis memuru Darren Wilson'ın suçlanması için en az 9 jüri üyesinin bu yönde oy kullanması gerekiyordu. Savcı Bob McCulloch kararı açıklarken oy dağılımıyla ilgili bilgi vermeyi reddetti. Cinayette zaman aşımı olmadığı için yeni deliller ortaya çıkarsa olay yeni bir jüri tarafından tekrar incelenebilecek. Karar Brown ailesinin şahsi dava açmasını engellemese de kazanma ihtmallerini düşürüyor. Ön jürinin kararı olayla ilgili devam eden federal soruşturmayı de engellemiyor.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.