Almanyaya gelen sığınmacıların 2018de önemli oranda azalmış olması ve Davos toplantıları Alman basınının öne çıkardığı yorum konuları arasında yer alıyor.
Almanya'ya sığınan yabancıların sayısının tahminlerin ve hükümetin saptadığı üst sınırın altında kalmasına Frankfurter Allgemeine Zeitung şu yorumu ayırmış:
"Almanya'ya gelen mülteci adaylarının sayısı federal hükümet tarafından saptanan koridorun altında kaldı. Rakamın düşmesi Almanya'ya sığınanların geleceği ve küresel gelişmeler nedeniyle ülkesinden göç etmek isteyenlerin durumu açısından önem taşımıyor. Almanya'nın Akdeniz'deki kurtarma ve insan kaçakçılığıyla mücadele misyonundan çekileceğini duyurması çok şey ifade ediyor. İnsan tacirleriyle mücadele etmek yerine mültecileri boğulmaktan kurtarmaya çalışan Alman savaş gemileri, İtalya'nın kurtarılanları kabul etmemesi yüzünden Akdeniz'den ayrılacak. Misyona katılan gemilerle birlikte kurtarılabilenlerin sayısı da azalacak. İnsan kaçakçılarıyla mücadele, birliğin dış sınırlarının güvene kavuşturulması ve Avrupa'ya sığınanların adil bir şekilde paylaşılması bütün Avrupa'yı ilgilendiren bir konudur. Avrupa Birliği sınırları dışında özgürlük ve güvenliği sağlayamazsa ilerde aynı durumla kendisi de karşılaşabilir.
Süddeutsche Zeitung'un aynı konudaki yorumunda mülteci sayısının azaldığını gösteren istatistiklerin aldatıcı olabileceğine dikkat çekiliyor:
"İçişleri Bakanı Horst Seehofer iltica başvurusunda bulunanların azalmasını düzenin yeniden sağlandığı' cümlesiyle yorumladı. Gerçekten de Almanya'ya sığınanların her türlü ihtiyacı artık karşılanabiliyor. Ancak bu durum aldatıcı ve bedeli de ağır olabilir. Almanya'ya sığınamayanların durumu görmezden geliniyor. Bir mülteci suç işlediğinde haber hemen manşete çıkarılıyor. İltica başvurusu reddedilip sınır dışı edilmelerine karar verilenlerin kolaylık olsun diye gözaltında tutulması artık yadırganmıyor. Aslında iltica yükünün azalması sertlik yerine daha fazla insanlık gösterilmesini gerektirir. Başvurusu kabul edilmeyen ancak ülkesine de dönemeyenlere Almanya'da kalıp çalışma şansı tanınmalıdır. Almanya'da düzen ve asayişin korunması için göçmenlerin acımasızca sınır dışı edilmeleri gerekmez.
Freie Presse gazetesi Davos'taki ekonomi zirvesini konu alan yorumunda yaklaşan ekonomik durgunluğa karşı şimdiden önlem alınması gerektiğine dikkat çekiyor:
"ABD devletlerinde kurumlar vergisinin önemli oranda düşürülmesinden sonra Almanya'da da işletmelerin ve çalışanların vergi yükünü hafifletme zamanı gelmiştir. Almanya'nın birleşmesinden bu yana uygulanan dayanışma vergisinin kaldırılıp ücretli kesimle işverenin rahatlatılmasında geç bile kalınmıştır. Bu vergi ne kadar çabuk kalkarsa o kadar iyi olur. Yoksa ekonomik durgunluk kapıya dayandığında iş işten geçmiş olur.
Mittelbayerische Zeitung gazetesi Dünya Ekonomik Forumu toplantılarına ayırdığı yorumda siyaset ve ekonomi elitleri arasındaki buluşmaların sonuçsuz kaldığını vurguluyor:
"Ticaret savaşları, vergi kaçakçılığı acımasız rekabet ve iklim değişikliği gibi konularda Davos'tan medet umulmamalı. Katılımcıların yaraya parmak basmadıkları söylenemez ama sözlerinin arkası nedense hiç gelmiyor. Almanya Başbakanı da Davos'taki konuşmasına küresel ısınmaya dikkat çekti. Ancak bir zamanların iklimci' Almanya Başbakanı'nın sözlerinde samimi olduğu şüphe götürür. Berlin'deki koalisyon hükümeti enerji devlerinden çekindiği için, son derece kolay olduğu halde linyit santrallerini kapatmaya bir türlü yanaşmıyor. Davos'ta dünyanın kurtarılması bir kez daha ertelenmiş oldu."