Cep telefonları hayatımızın vazgeçilmezi halinde. Çeşitli özellikleriyle bizleri cezbeden bu küçük ve akıllı teknoloji aslında bizi kansere kadar sürükleyebilme etkisine sahip.
2000'li yıllarda hayatımıza giren cep telefonları artık her bütçeye uygun bir şekilde hemen her bireyin sahip olduğu bir araç haline geldi. Hayatımızın vazgeçilmezi olan ve neredeyse elimize almadan duramadığımız telefonlarımız aslında bizler için oldukça tehlikeli bir alet.
SAR değeri adı verilen telefonun yaydığı radyasyon miktarı, insanı kansere kadar götürebilen bir etkiye sahip. Bu yazımızda en az ve en fazla SAR değerine sahip olan telefonları yazıyoruz.
Almanya Nükleer Güvenlik ve Radyasyondan Korunma Ofisi, akıllı telefon modellerinin yaydığı spesifik radyasyon seviyelerini ölçtü. "Spesifik enerji yayma hızı" adı verilen ölçek, telefonların kilogram başına yaktıkları watt değerini ortaya koyuyor. Çevreci organizasyonlar telefonların 0,60 watt (W) değerinin altında radyasyon yayması gerektiğini savunuyor.
Listemizin en üstünde OnePlus 5T yer alıyor. En çok SAR değerine sahip olan bu telefon 1,68 W radyasyon yayıyor, ki bu değer normalin 2 buçuk katı kadar.
Listenin büyük bir çoğunluğu Andorid işletim sistemleri ile telefonlardan oluşuyor, ancak her alanda -ki özellikle güvenlik alanında kendini gösteren iPhone, bu listede de kendine yer edindi.
Üzülerek belirtiyoruz ki iPhone 7, 7 Plus ve 8'in yer aldığı listede telefonların SAR değeri 1,38 W, 1,24 W ve 1,32 W olarak açıklandı. Yani bu rakamlar Android rakiplerinin gerisinde olsa da standart olarak belirlenen 0,60 W'nin iki katından fazla.
Telefonların en az radyasyon yayanları listesinde Android cihazlar yer alıyor. Listenin ilk üç sırasında Samsung Galaxy A5 0,29 W değerle bulunurken, ikinci sırada ise 0,28 W ile LG Q6 bulunuyor. Listenin birinci sırasında ise ZTE Blade A910 0,27 W ile bulunuluyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nün (MIT) internet sayfasındaki açıklamaya göre, MIT'e ait Media Lab'ta geliştirilen ve "AlterEgo" adı verilen giyilebilir aygıtta, yanağa ve çeneye değen elektrotlar bulunuyor.
Düşüncenin zihinde oluşturduğu ses olarak bilinen iç ses, gırtlakta insan gözüyle saptanamayan kas hareketlerine ve titreşime neden oluyor.
Bu elektrotlar, iç sesin tetiklediği nöromüsküler (sinirkas) sinyalleri bir yapay zeka sistemine aktarıyor. Bu sistem de sinyalleri kelimelerle ilişkilendirerek yazıya dönüştüyor.
Araştırma kapsamında, 10 kişide denenen AlterEgo'nun doğruluk oranı ortalama yüzde 92'yi buldu. Araştırmacılar bu oranın zamanla artacağını belirtiyor.
Google'un sesi yazıya çevirme uygulamasının doğruluk oranı ise yüzde 95 civarında.
Araştırmacılar, AlterEgo'nun saptayabildiği ve tanıyabildiği kelime sayısını artırma çalışmalarını sürdürüyor.
AlterEgo'nun geliştirilmesiyle, insanlar Google'un Assistant, Apple'ın Siri'si gibi yapay zeka yardımcılarıyla sessiz şekilde iletişim kurabilecek.
Araştırmayla ilgili makale Tokyo'da düzenlenecek bir teknoloji konferansında sunulacak.