Norveç'te en çok değer verilen grup çocuklar ve gençlerdir. Eğitim ve öğretimde ise en çok üzerinde durulan şey çocukların sosyalleşmeyi ve doğa ile başa çıkmayı öğrenebilmeleridir.
Birçok konuda Avrupa ülkelerine özeniriz. Özellikle anne babalar çocuklarını daha iyi okutmak, yetişkin öğrenciler de daha özgür ve modern şartlarda üniversite eğitimi almak için batı ülkelerinde yaşama hayali kurar. Ama bunu gerçekleştirmek için de birçok başka şeyden feragat etmeleri gerekebilir.
Gerçekten de güvenlik, çevre, üretim ya da sağlık gibi konularda temel sorunlarını halletmiş ileri ülkelerin ekonomilerinden en çok pay ayırdıkları konu, eğitimdir. Zira vatandaşları iyi ve eşit eğitilmiş bir ülkede diğer konular da kendiliğinden düzgün işleyecektir. Ama bunun yanında unutulmamalıdır ki; her ülke kendi coğrafyasına, kültürüne, ekonomik ve sosyal şartlarına uygun düzenlemeler yaptığı zaman olumlu sonuçlar alabilir.
1970'lerin başında denizlerinde bulduğu petrol rezervlerinin devlet tarafından kontrol altına alınıp, sadece halk yararına kullanılmasını öngören devlet politikasının başarılı bir şekilde uygulanmasıyla dünyanın en refah ve en zengin ülkesi haline gelen Norveç'te fakir olma kriterleri bile birçok ülkeden daha farklıdır. NATO üyesi olmasına rağmen Avrupa Birliği'ne (AB) girmeyi ısrarla reddeden, okuma yazma oranının yüzde 100 ve ortalama yaşam süresinin 79 yıl olduğu Norveç, dünyanın en sakin, huzurlu, hoşgörülü, özgür, müreffeh ve barışçı ülkelerinden biridir.
Norveç özellikle anne babaların ve çocukların en huzurlu ve mutlu olduğu ülke olarak bilinir. Çünkü bu ülkede çocuk her şeyden daha değerlidir. Devlet maddi manevi çocukları oldukça şımartır. Okullar, ders kitapları, ilkokul çantası, defterler, kütüphaneler, sağlık hizmetleri devlet tarafından karşılanır. Bunlar dışındaki ihtiyaçlarını diğer çocuklarla aynı oranda karşılayamayan çocukların ailelerine devlet ayrıca maddi yardım yapar. Mesela her çocuğun yaşına uygun bir bisikleti olmalıdır. Bu durum aslında çocuk yaşta fazla olumsuz sonuçlar göstermese de çocuğu ve aileyi şımartıp rehavete iteceğinden ileri yaşlarda yaşamı olumsuz etkileyebilir. Norveç'in kış sporları dışında dünya çapında büyük başarılar elde edememesinin sebebini de bu duruma bağlayabiliriz.
Sağlık ocakları ve okuldaki görevliler çocuğun ev içinde huzurlu ve mutlu olup olmadığını da gözlemlemek ve gereğinde yetkililere bildirmekle yükümlüdürler. Çocuğa, fiziksel olmasa bile, herhangi başka bir kötü muamele yapıldığı keşfedildiğinde çocuk kendi ailesinden alınıp koruyucu aileye verilir. Özellikle yabancı ailelerin başına çok gelen bir durumdur çocuklarının ellerinden alınması. Zira birçok kültür, çocuğun döverek eğitilmesi gerektiğini kanıksamıştır. Ne var ki çocuğa fiske bile atmak Norveç'te yasaktır.
Norveç'te "ev hanımı" tabiri çoktan unutulmaya yüz tutmuştur. Tam zamanlı çalışmasa da her Norveçli kadının evinin dışında da sosyal hayatını yaşayacağı bir iş yeri vardır. Kadın ya da erkek, çalışmayan her Norveç vatandaşı aktif bir şekilde iş aramaktadır. Dolayısıyla çocuk yuvaları oldukça fazladır Norveç'te. İlkokulun ilk dört yılında da okul sonrası çocuklara ücretli bakım ve etüt imkanı verilir. Bütün bu şartlar hem annenin hem de babanın başka bir kimseye ihtiyaç duymadan yüzde 100 çalışabilmesini mümkün kılar.
Çoğunluğu en geç bir buçuk ? iki yaşında yuvaya gitmeye başlayan Norveçli çocuklar, düşe kalka yuvanın bahçesinde büyür ve bu çocuklar üç yaşına gelmeden kayak ve paten, beş yaşına gelmeden yüzme ve iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmiş olur.
Yuvaların çoğunluğu devlete aittir. Devlet yuva parasının bir kısmını karşılar, çocuk henüz yuvaya başlamamışsa bu para doğrudan aileye verilir. Özel olan yuvalardaki eğitim, devletinkinden farklı değildir, fiyatları da devlet ile aynı düzeydedir.
Tek ya da iki katlı müstakil bir evde faliyet gösteren çocuk yuvalarının oldukça büyük bahçe ve oyun alanları olması gereklidir. Norveç'te birçok çocuk yuvası, daha önce çiftlik ya da büyükbaş hayvanların barınağı olarak kullanılan yapılardan dönüştürülmüştür. Ayrıca yuva dışı faaliyetlerinin kolay yapılabilmesi için yuvanın deniz kenarına, ormana, yaşama alanlarına ve otobüs durağına yakın olması planlanır.
Zorlu ve soğuk hava koşullarında yaşamayı her alanda becerebilen Norveçliler, aslında bunu taa bebekken öğrenirler. Yuvada ya da evde, yaz ya da kış, Norveç'te bebek ve çocukların öğle uykularını çocuk arabalarının içinde ve bina dışında uyumaları gayet normaldir. Norveç yuvalarında uyku odası yoktur.
Norveç eğitim sistemi 'eşitlik ve kapsayıcılık' prensiplere dayalıdır. Rekabet öğretilmez. 8'inci sınıfa kadar karne almayan, sınava tabii tutulmayan ve tüm müsabakalarda sadece katıldığı için ödül alan Norveçli çocukların öğretmenleri sınıfa ya da veliye kimin en iyi olduğunu açıklamaz. Çocuk en fazla en iyilerden biridir. Spor müsabakaları sonucunda tüm çocuklara birincilik madalyası verilir.
Okullarda ya da aile içinde disiplin konusu üzerinde fazla durulmaz. Zaten çocuklar çok erken yaşta sorumluluk almaya ve kendi kararlarını vermeye başlarlar. 18 yaşına geldiğinde hâlâ ailesiyle yaşayan çok az çocuk vardır. 9-10 yaşlarında ailenin maddi durumu ne olursa olsun çocuklar; gazete/broşür dağıtarak, hasta, çocuk ya da özürlü bakıcılığı yaparak ya da mahalle futbol turnuvalarında sosis ve kek satarak para kazanmaya başlarlar. Norveçli çocuklar, manevi olarak pek olmasa da maddi olarak aşırı şımartılırlar. Kendilerine ait her türlü elektronik alet veya eşyaya fazlasıyla sahiptirler.
Sosyalleşme ve doğal hayatı öğrenmek, bilgi eğitiminden daha önemlidir. Norveçli öğrenciler hava koşullarının elverişli olma durumuna göre bazen bütün günü okul binası dışında geçirirler. Hava sıcaklığı ne olursa olsun günde en az bir saat bahçede tenefüs yapmaları şarttır. Hava sıcaklığının eksi 20 derece olması bile buna engel değildir. Sadece görüş mesafesini düşüren ya da hareket etmeyi zorlaştıran tipi ve ya sağanak yağış olursa dışarı çıkılmaz.
Okul ve çocuk yuvalarında sıklıkla kısa ya da uzun mesafelere geziler ve ailelerin katılabileceği organizasyonlar düzenlenir. Okul gezilerinde temel amaç; fabrika, huzurevi, karargah gibi çocukların yaşadığı kasaba ve şehrin önemli birimlerini tanımaktır.
Norveç'te ilkokul binalarında aynı seviyede olan sınıflar arasında duvar bulunmaması da normaldir. Her öğretmenin kendi sınıfıyla konuşabileceği bir köşesi vardır. Bunun dışında aynı sınıftaki tüm öğrenciler büyük bir salonda karşılıklı otur, öğretmenleri yanlarına gelerek teker teker ilgilenir. Öğrenciler öğretmenlerine ön isimleriyle ve "sen" diye hitap ederler. Zaten Norveç kültüründe kimseye "siz" diye hitap edilmez.
Eğer en yakın okul çocuğun evine 2 kilometreden uzak ise, ya da arada anayol gibi yalnız başına yürümesine tehlike yaratacak bir durum var ise devlet o çocuğun yol parasını (taksi ya da otobüs) karşılar. Aynı şekilde evi okula çok yakın bile olsa, ayağı sakatlandığı için okula yürüyemeyecek öğrenci için de ayağı iyileşene kadar devlet tarafından özel taksi tutulur.
Başka tipik bir Norveç kültürü özelliği de "beslenme çantası" geleneğidir. İlkokullarda isteğe bağlı ve para karşılığı çocuklara basit kahvaltılık yiyecek, yoğurt ve meyve verilir, fakat çocuk ya da yetişkin herkes evden çıkarken yanına illa ki beslenme çantası alır.
Norveç'te zorunlu eğitim 10 yıldır. Zorunlu olmadığı halde en az üç yıl anaokul eğitimi alan Norveçli çocuklar 6 yaşlarını dolduracakları yıl ilkokula başlar. 7 yıl sürecek ilkokul müfredatı diğer ülkelerde 4 ya da 5 yılda okutulanla eşdeğerdir. 12-15 yaş arasında da sınav ve karne ile tanıştıkları mecburi ortaokul eğitimini alırlar.
Özel okul gerekliliği yabancı öğrenciler ve kapsamlı dini eğitimi önemseyen ailelerden dolayı doğmuştur. Büyük illerde İngilizce eğitim yapan birkaç okul vardır. Gene az sayıdaki Hristiyan okulları ise eğitim konusunda diğerlerinden biraz daha katıdır ve daha fazla din dersi içerir. Ne var ki bu okullar Türkiye'deki İmam Hatip okullarıyla aynı kategoriye alınamaz.
Norveç okullarında din dersi zorunludur ama dersin tam adı eskiden Türkiye'de de olduğu gibi."Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi"dir. Bu derslerde sadece Hristiyanlık mezhepleri değil, diğer bütün dinler öğretilir. Paskalya ya da Noel zamanı yapılan kilise ziyaretlerine gidebilmesi için öğrencinin ailesinden yazılı izin alınır.
Bunun dışında özel eğitime ihtiyacı olan çocuklar diğer öğrencilerle beraber okur, sadece kendilerine tahsis edilmiş özel öğretmenleriyle birkaç ayrı ders yaparlar. Norveç'te prensip olarak fiziksel ya da psikolojik rahatsızlığı olan çocuklar özürsüz çocuklarla aynı sınıfta ders görür.
5 milyon nüfuslu Norveç'teki yüksek öğrenim sektörü yedi üniversite, dokuz uzmanlaşmış üniversite kurumu, 23 devlet yüksek okulu, iki ulusal sanat akademisi ve 16 özel okuldan oluşmaktadır. Eğitimleri süresinde her öğrenci devletten kredi alır. Sınavları geçtiğinde kredinin bir kısmı bursa dönüşür. Kalan borç ise iş hayatına atıldığında 20 yıla kadar olan vadelerle ödenir.
Norveç üneversitelerinin hiçbiri dünyanın en iyi üniversitelerinden sayılmasa da Oslo ve Trondheim üniversiteleri ilk yüzün içindedir. Üniversite harcı en fazla 500 kron, yani yaklaşık 160 lira civarındadır. Okul bitirme ya da üniversiteye giriş sınavı yoktur. Başvurulan fakültenin kapasitesi başvuru talebinden az ise öğrenci daha önceki okullarda aldığı notlara göre değerlendirilir.
Bir çiftin çocuk yapmadan önce bir çok konuyu düşünmesi gerekir. Çocuğun eğitim masraflarını karşılayabilmek, iyi bir bakıcı bulabilmek, güvenli ve sağlıklı bir ortam, çevre ve doğal koşullar sağlayabilmek, çocuğu hastalandığında işten izin alabilmek gibi birçok kaygıları vardır anne babaların.
Bu veya buna benzer sorular Norveçli ailelerin aklına bile gelmez. Nüfusu az olduğu ve bu yüzden de çocuk yapılmasını teşvik eden Norveç Hükümeti, güvenli ve sağlıklı çocuk yetiştirmenin şartlarını zaten hazırlamıştır. Bu yüzden de Norveç'te kardeşi olmayan çocuk çok azdır. Hem çocuklar hem de ebeveynler diğer birçok ülkeye göre çok daha huzurlu ve mutludur Norveç'te.
kaynak:indigo dergisi