Batı Trakya Türklerine mücadele yolarını açan unutulmaz lider Dr. Sadık Ahmet aramızdan ayrılışının 20. yılında Gümülcine'de kabri başında anıldı.
Anma törenine T.C. AB Bakanı Volkan Bozkır da katıldı. Bozkır',
"Biz, Türkiye ve Yunanistan arasındaki dostluk ve işbirliğinin,
karşılıklı anlayışın en üst seviyelerinde, bilhassa iki ülke azınlığının
yararına olarak sürdürülmesinin taraftarıyız." Sözleri damgasını vurdu.
24 Temmuz 2015 günü akşam saatlerinde düzenlenen anma törenine T.C. AB
Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, CHP adına Kırklareli Milletvekili
Turabi Kaya, DEB Partisi G. Başkanı Mustafa Ali Çavuş, Seçilmiş
Müftüler İbrahim Şerif ve Ahmet Mete, Belediye Başkanları Rıdvan Ahmet,
Cemil Kabza ve İsmet Kadı, BALGÖÇ Başkanı Doç. Dr. Yüksel ÖZKAN,
Bulgaristan Parlamentosu Milletvekilleri Şabanali Ahmet, Erdinç
Hayrullah ve Saliha Emin, Cebel Belediye Başkanı Bahri Ömer, Batı Trakya
Türkleri Dayanışma Derneği İzmir Şube Başkanı Mümin Durmuş, TÜRKSAD
Derneği Başkanı Müzekki Ahmet, TÜRK-BULGAR Kültürel İletişim Derneği
Başkanı Fahriye Murat, Edirne Müftüsü Emrullah Üzüm, EFA Onursal Başkanı
İnaki İrazabalteydi, Azınlık dernek başkanlarının yanı sıra binlerce
soyda katıldı.
Tören sala, Kur'an-ı Kerim ve duayla başladı. Devamında Funda babasına yazdığı şiiri okudu.
Protokol konuşmalarında özetle aşağıdaki görüşlere yer verildi.
"Seni hiç bir zaman unutmadık, unutmayacağız"
DEB Partisi G. Başkanı Mustafa Ali Çavuş:
"Dr. Sadık Ahmet, merhum liderimiz, bölgemiz için, ülkemiz için, Batı
Trakya Türkleri için iyi bir yaşam; barış içinde bir yaşam, eşit
vatandaş olarak yaşama arzusu ile bizler için mücadele etti. Sonunda da
halen aydınlanamayan bir kaza ile aramızdan ayrıldı.
İnsanlar ölür. Hepimiz bir gün ebediyete göç edeceğiz, amam
bıraktıklarımız, fikirlerimiz, yaşıyorsa ne mutlu bizlere. Bugün
görüyorum. Rumeli coğrafyasından, Bulgaristan'dan, Anavatan'ımızdan, her
yerden akın akın insanlar ve siz değerli Batı Trakya Türkleri burada
toplanmış bulunuyorsunuz.
Değerli soydaşlar, eğer bugün burada hepimiz buradaysak Sadık Ahmet'in
fikirleri yaşıyor demektir. O, hep diyordu, "ben ölürüm ama arkamda
binlerce Sadık Ahmet bırakıyorum." Evet, değerli liderim. Sen binlerce
Sadık Ahmet, hatta milyonlarca Sadık Ahmet bıraktın. Bizler, Batı Trakya
Müslüman-Türk Azınlığı'nın hakları iade edilene kadar mücadeleye devam
edeceğiz. Seni hiç bir zaman unutmadık, unutmayacağız, diyorum."
"Gelin İskeçe ve Gümülcine'de bir milletin azınlığının adını taşıyan tabelaları birlikte asalım."
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Teşkilat Başkanı Musa Yurt:
"Dr. Sadık Ahmet'in başlatmış olduğu mücadele bir insan hakları
mücadelesidir. Bu mücadelede o gün olduğu gibi, bugün de Batı Trakya
Türk Toplumu'nun farklı hiçbir düşüncesi yoktur. Anlaşılması gereken bir
konu da Batı Trakya Türklerinin mevcut olan; eğitim, vakıflar,
müftülük, etnik kimlik ve yürürlükten kaldırılan Vatandaşlık Yasası'nın
geriye dönük olarak uygulanmasının sağlanmasını, karşılıklı diyalog, iyi
niyetle çözümlenmesine yürekten inanmaktır.
Sadık Ahmet'in bu uğurda verdiği mücadelenin bugüne kadar olduğu gibi,
bundan sonra da hukuk kuralları içerisinde , yasal çerçevede
yürütüleceğini garantisi olan ve buna inan bir toplum artık samimiyet
beklemektedir?
Gelin İskeçe ve Gümülcine'de bir milletin azınlığının adını taşıyan
tabelaları birlikte asalım. Ankara'dan Atina'ya yıkılması mümkün olmayan
köprüler kuralım. Eminiz ki tarih sizi bu cesaretinizden dolayı altın
harflerle yazacaktır. Gücümüz, birbirimize karşı sevgimiz ve saygımız
olsun."
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu Başkan Yardımcısı Mesut Küçük Hasan:
"Dr. Sadık Ahmet'in cesareti, azmi ve kararlılığı bugün Avrupa'da
yürüttüğümüz mücadeleye ışık tutmaktadır. Onun mücadelesini Avrupa'da
devam ettiriyoruz ve ettireceğiz. Liderimizin tuttuğu yoldan azimle
ilerleyeceğiz."
"23 tane din görevlisi devletin maaşını kabul etmediği için Vakıflar tarafından maaşları kesildi."
Gümülcine S. Müftüsü İbrahim Şerif:
"Gerçekten 20 yıl aradan sonra, ismi Batı Trakya ile eşleşmiş, Lozan
Antlaşması'nın imzalandığı gün merhum Sadık Ahmet'in elim bir kaza ile
aramızdan ayrılması gayetten düşündürücü ve insanları kötü düşünmeye
götüren bir senaryo veya olay.
Dr. Sadık Ahmet, bütün dünyanın söylediği gibi aramızdan ayrıldı, ama
herkesin söylediği gibi bütün dünya Batı Trakya'yı onun ismiyle beraber
öğrendi, andı ve onunla beraber anladı?
Batı Trakya Müslüman-Türkleri olarak gevşemeye, aramızdaki safları
seyreltmeye, aralık bırakmaya lüksümüz yok. Sebebine gelince. Bugün
birkaç yerde birkaç şey duydum ve yüreğimdeki acılara tuz bastılar;
belki de nasırıma iğne batırdılar. Nasıl iğne batırdılar? Batı Trakya
Müslüman-Türkünün mücadelesi bitmedi. Bugün bana tekrarlama fırsatı
verdikleri için tekrar ediyorum, Gümülcine'nin içinde yirmi tane cami
var. Bu camilerde 43 tane dn görevlisi var. Hepiniz bilirsiniz 240 İmam
Yasası'nı. Bu 43 imamdan 23 tanesi devletin verdiği maaşı kabul
etmediler. Onları alkışlıyorum. Ama bugün bu insanlar cezalandırıldı. 23
tane din görevlisi devletin maaşını kabul etmediği için Vakıflar
tarafından maaşları kesildi. Ben, buradan Dr. Sadık Ahmet'in davasına
inananlara bir kere daha şöyle seslenmek istiyorum. Gümülcine'liler!
Düşünün, titreyin, kararınızı verin. Bu vefakar , cefakar din
görevlisinin arkasında dimdik durun! Bana çok acı geldi. Birisi bana
şöyle bir soru sordu: "Müftü efendi, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya İsrail
bir imam tayin etse, Filistinliler, Kudüslüler bunun arkasında namaz
kılar mı?" Cevap veremedim. Ben Batı Trakya'lılara, Gümülcine'lilere
havale ediyorum. Siz kararınızı verin, ona göre yola devam edelim."
Mustafa Kemal'ler, Menderes'ler, Özal'lar, Demirel'ler, Aga'lar, Sadık
Ahmet'ler, yarın öbür gün gidebiliriz, ama Türklük ve Türklük
mücadelesi, Müslümanlık ve Müslümanlık mücadelesi bu memleketlerde ve
başka memleketlerde hep devam edecektir.
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı Ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete:
"Hatırladıkları müddetçe evlatlarının yürekleri yanacak ve bizlerin
yüreklerini hep yakacaklar. Bundan pişmanlığımız da yok. Lakin Batı
Trakya Müslüman Türk Toplumu olarak, Azınlık olarak, biz Sadık Ahmet'in
ölümüne ağlayarak boş vaktimizi değil, Sadık Ahmet'in bize çizmiş olduğu
o mücadeleci ruhun devamını getirmek suretiyle O'nu devam ettirmek
yakışır. Mustafa Kemal'ler, Menderes'ler, Özal'lar, Demirel'ler,
Aga'lar, Sadık Ahmet'ler, yarın öbür gün gidebiliriz, ama Türklük ve
Türklük mücadelesi, Müslümanlık ve Müslümanlık mücadelesi bu
memleketlerde ve başka memleketlerde hep devam edecektir. Bu ruhu
kaybetmemek önemlidir. Yoksa kişiler, bizler, Allah'ın bize verdiği,
halkımızın bizden beklemiş olduklarını yerine getirmek suretiyle,
bunları ancak yerine getirmek bize vazifedir."
"Azınlık olan toplumlarda, mücadele bitti, diye bir kavram yoktur.
Mücadele bitiyse, o toplum orada yok olmuştur, asimile olmuştur."
Hak ve Özgürlükler Hareketi Kırcaali Milletvekili Şabanali Ahmet:
"Dr. Sadık Ahmet Batı Trakya'da bir çığır açmış, haklı davası uğruna;
hukuk için, özgürlük için mücadele başlatmış ve bu mücadele bugünlere
kadar gelmiş. Bugünlerden itibaren de muhtemelen devam edecektir. Biz de
Azınlık olarak yaşayan bir toplum olduğumuza göre bir konuya vurgu
yapmak istiyorum. Azınlık olan toplumlarda, mücadele bitti, diye bir
kavram yoktur. Mücadele bitiyse, o toplum orada yok olmuştur, asimile
olmuştur. Değilse, ayakta kalmanız için temel ilkelerinizi yaşatmanız
için, yürütmeniz gereken dava devamlı sıcak ve gündemde olması gerekir.
Çünkü ben Bulgaristan'dan, hemen şuradan Rodop Dağları'nın arkasından
geldiğim için iki toplum arasında benzerliklerden bahsedeceğim. İki
toplum 1990 yılına kadar farklı rejimlerde yaşamasına rağmen, farklı
metotlarla aynı asimilasyon politikalarına maruz kalmıştır, aynı
baskıları, zulümleri görmüştür, metotları farklıdır, çünkü rejimleri
farklıdır. Bu vesileyle Bulgaristan'da da hak ve özgürlük için 1985'te
ilk temeller atılırken, burada da aynı yola çıkılmış ve merhum Dr. Sadık
Ahmet bu meşaleyi yakmış ve burada Azınlığın şerefli mücadelesinin sesi
olmuş, yüreği olmuş ve bugünlere gelmiş.
Bir noktaya daha vurgu yapmakta fayda var. İki toplum da kendine ait
olmayan fazla bir hak istememiştir. Sadece insanca, normal insanların
dil, din, kültür, gelenek, görenek ve özgürce kendini ifade edebilme
haklarının altını çizmiş ve onların arkasında durmuştur. Bakın fazla
demiyorum, normal, doğal olan haklarını istemiştir iki toplum da. Ama
her zaman bu iki ülkede bir duvarla karşılaşmış, bir mücadele vermek
zorunda kalmıştır."
"Bir toplumda, azınlıklara verdiğiniz değer kadar insanlığa katkıda
bulunmuş, insanlığa değer vermişsinizdir. Bir toplumda, içinizde yaşayan
azınlıklar ne kadar hürriyetine kavuşmuş ise, ne kadar özgür iseler,
sizler de insanlık alemine o kadar katkıda bulunmuş oluyorsunuz
demektir.
CHP Kırklareli Milletvekili Turabi Kaya:
"İnsanlık tarihi boyunca dinle, dille, ırkla birbirlerini sürekli olarak
kıymış, birbirlerine hakaret etmiş ve bunun böyle sürmeyeceğini
gördükten sonra da; dinlerin, ırkların, mezheplerin ve dinlerin
birbirlerini kardeşçe yaklaşmaları gerektiği dünyada hasıl olmuştur.
Bugün değerli dostlar, değerli Batı Trakya'lılar, insanlık şunu
görmüştür, şunu beklemektedir: Bir toplumda, azınlıklara verdiğiniz
değer kadar insanlığa katkıda bulunmuş, insanlığa değer vermişsinizdir.
Bir toplumda, içinizde yaşayan azınlıklar ne kadar hürriyetine kavuşmuş
ise, ne kadar özgür iseler, sizler de insanlık alemine o kadar katkıda
bulunmuş oluyorsunuz demektir.
Özellikle şunları söylemek istiyorum: Azınlıklar anavatanları ile
bulundukları ülkelerin arasında birer köprüdürler. Bunları bu şekilde
değerlendirir, bu şekilde algılarsak, dünyada çatışmalara, ızdıraplara
değil kardeşliklere adım atmış oluruz, adımın ilkini yapmış oluruz. Bu
köprüler kültür köprüsüdür. Bu köprüler ekonomik ilişkilerin köprüsüdür.
Bu köprüler insanlık köprüsüdür. İnsanlık köprüsü de çaba sarfeden bu
insanlara, bizler şükran ve saygı ile bakmamız gerekirken, maalesef
zaman zaman hiç beklemediğimiz, hiç ummadığımız olaylarla da karşı
karşıya kalabiliyoruz. Bizler, artık diyoruz ki, insanlık böyle ayıpları
yaşamasın, böyle günler bir daha da görmesin.
Değerli Sadık Ahmet abimiz, önderimiz, liderimiz, insanlığın bu konuda
atacağı adımların en büyüğünü atmıştır. İnsanlığa örnek olma konusunda
büyük çabalar göstermiştir. Kendisine bu çabalarından dolayı
şükranlarımı iletiyorum.
Bizler buraya sadık Ahmet'in acısını paylaşmaya değil, onun bizlere
gösterdiği yolda cesaretli, yürekli ve akılı bir şekilde yürümek için
toplanmış bulunuyoruz."
"EFA ve üyeleri tüm gücü ile kültürel ve siyasi haklarımıza kavuşmanız için bu demokratik mücadelede daima yanınızda olacaktır."
Avrupa Hür İttifakı (EFA) Onursal Üyesi ve AP Eski Milletvekili İnaki İrazabalteydi:
"Avrupa Hür İttifakı adına davet için teşekkür ederim. İttifak iki
alanda çalışmaktadır. Birincisi kendini tanımlama hakkını destekleme,
ikincisi de Avrupa'da dilsel çeşitliliği savunma.
EFA, Avrupa'da 45 ilerleyici milliyetçi ve bölgesel partileri toplayan
ve devletsiz uluslar ve geleneksel azınlıkları temsil eden bir örgüttür.
Bu bağlamda EFA Avrupa yanlısı olup, Avrupa Birliği değerlerini
destekleyen bir partidir. Bu değerler; özgürlük, demokrasi ve insan
haklarını savunmak ve temel özgürlüklerdir. Son genel kurul
toplantısında Dostluk Eşitlik Barış Partisi'nin EFA'ya üye seçilmesi
bizim için onur vericidir. Sayın Alfonsin DEB Partisinin üye olması
konusunda kilit rolü oynamıştır?
Bugün burada, 20 yıl önce hayatını kaybeden saygın insan, partinizin
kurucusu, lideriniz Dr. Sadık Ahmet'i yad ediyoruz. Biyografisini
inceledim ve ne kadar büyük bir lider olduğunu farkına vardım.
Yunanistan'da yaşayan Türk Azınlığı'nın kültürel ve insan haklarının
savunmasındaki kararlığını, siz soydaşlar ve herhangi bir toplumda insan
hakları ve haysiyetini ön plan çıkaran biri olmasıyla mükemmel bir
örnek teşkil ediyor. Kendisi tutuklandı, hapse gönderildi, ama
mücadelesinden asla vazgeçmedi. O ve onun partisi dayıma doğru ve
doğrudan, haktan ve adaletten yana oldu.
Burada bulunmaktan son derece gurur ve mutluluk duyuyorum. Şundan emin
olun ki, EFA ve üyeleri tüm gücü ile kültürel ve siyasi haklarımıza
kavuşmanız için bu demokratik mücadelede daima yanınızda olacaktır."
"Uygur Türkleri dediğimizde aklımıza İsa Yusuf Alptekin geldiği gibi,
Batı Trakya dediğimizde Sadık Ahmet geliyor; Kıbrıs dediğimizde merhum
Rauf Denktaş geliyor."
T.C. Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı:
"Bazı şahsiyetler vardır ki bir dava ile bir dönme ile bir bölge ile
özdeşleşmişlerdir. Uygur Türkleri dediğimizde aklımıza İsa Yusuf
Alptekin geldiği gibi, Batı Trakya dediğimizde Sadık Ahmet geliyor;
Kıbrıs dediğimizde merhum Rauf Denktaş geliyor.
Hatırası aziz, mekanı cennet olsun. Bir sembol isimdir, tarihe
geçmiştir. Tarihi hatırlamak, vefalı olmak ve hakşinas olmak
durumundayız. Aksi halde değerlerimizi de kaybederiz. Ümit ediyorum Batı
Trakya Türklerinin buradaki varlığı ebedi olur."
"Batı Trakya Türklerinin Türkiye ile Yunanistan arasında bir dostluk
bağı olduğuna inandığımız kadar, Rum Ortodoks Azınlığı'nın da aynı
şekilde bu bağın güçlendirilmesi için önemli bir unsur olduğunu her
zaman düşündük ve düşünmeye de devam edeceğiz."
T.C. AB Bakanı Başmüzakereci AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır:
"Aramızdan talihsiz bir şekilde ayrılışının 20. yıldönümünde Batı
Trakya'da Türk Azınlığı'nın unutulmaz lideri, DEB Partisi'nin kurucusu
ve ilk genel bakanı Dr. Sadık Ahmet'i kabri başında bir kez daha rahmet
ve özlemle anıyoruz.
Rahmetli Dr. Sadık Ahmet benim eski bir dostumdu. Dostluğumuzu uzun
yıllar devam ettirdik. Kendisi ile konuştuğunuz zaman, yüzüne baktığınız
zaman, o güler yüzünün arkasında o kararlılığını, heyecan dolu yüreğini
ve Batı Trakya Türklerine olan inanılmaz bağlılığını görürdünüz ve her
zaman onun heyecanını görerek siz de kendinizle ilgili bazı kararlar
alırdınız, yönelimler edinirdiniz. Gerçekten çok genç yaşta elim bir
trafik kazası ile aramızdan ayrıldı. Ama insanlar geride bıraktıkları
ile hatırlanırlar. Yirmi yıl sonra kabri başında bu kadar güzide bir
topluluk, bu kadar çok seveni, bu kadar çok onun davasına inananı bir
araya gelebiliyorsa işte herkese Allah nasip etsin diyeceğimiz durum
budur.
Tabiatı ile onun bizler bıraktığı çok önemli bir dava var. Türk
Azınlığı'nın, Batı Trakya Türklerinin meşru haklarının elde edebilmesi
için, onurlu ve örnek bir mücadele sergilemiştir. Yaşamını toplumun
birlik ve beraberlik ruhunun perçinlemesine ve refahına adamıştır.
Tabii ki soydaşlarımızın hukuk yolundaki bu eşsiz mücadelesini aralıksız
ve kararlı bir şekilde sürdürmesini büyük bir memnuniyetle izliyoruz.
Bunun açtığı bayrak bir anlamda yerde kalmamıştır. Bugün onun yaşadığı
günlerdeki Batı Trakya Türklerinin konumu, durumu nu mukayese
ettiğimizde gerçekten de çok daha iyi bir durumda olduğunu büyük bir
mutluluk içinde görmekten gerçekten onur duyuyoruz.
Soydaşlarımızın temel azınlık haklarından kaynaklanan sorunlarının
Türkiye ve Yunanistan arasında diyalog ve işbirliği çerçevesinde çözüme
kavuşturulmasına her zaman inandık, bugün de inanıyoruz. Türkiye ve
Yunanistan arasında yıllarca bir gerginlik ortamında bu ilişkiyi
sürdürdük. Ama son yıllarda gerçekten Yunanistan'ı dostumuz olarak
görmekten, iyi bir komşumuz olarak görmekten de mutluluk ve kıvanç
duyuyoruz. Ve, inanıyoruz ki ülkeler arasında böyle iyi ilişkiler
olursa, o zaman ülkeler arasında köprü teşkil eden Batı Trakya
Türklerimiz Yunanistan bakımından o kadar önem arz eden Rum kökenli Türk
vatandaşları daha çok huzura, daha çok imkana ve daha çok hakka
kavuşurlar. Dolayı ile biz Batı Trakya Türklerinin Türkiye ile
Yunanistan arasında bir dostluk bağı olduğuna inandığımız kadar, Rum
Ortodoks Azınlığı'nın da aynı şekilde bu bağın güçlendirilmesi için
önemli bir unsur olduğunu her zaman düşündük ve düşünmeye de devam
edeceğiz.
Biz, Türkiye ve Yunanistan arasındaki dostluk ve işbirliğinin karşılıklı
anlayışın en üst seviyelerinde, bilhassa iki ülke azınlığının yararına
olarak sürdürülmesinin taraftarıyız. Bu kapsamda hükümetiz de Türk
Azınlığı'nın ve Türkiye'deki azınlıkların sorunlarının çözülmesine
yönelik atılan adımların ve bu ilişkilerin gelecekte daha da ileriye
gitmesi için destek teşkil edeceğine inanıyoruz.
Dr. Sadık Ahmet'in birlik ve beraberlik meşalesinin genç nesillere
ulaştırmanın Azınlığın en önemli görevi olduğuna inanıyorum. Esasen
sizlerin bu anma töreni vesilesi ile gösterdiğiniz vefa, güç ve birlikte
ruhu, Dr. Sadık Ahmet'in değerli mirasını bundan sonra da layıkıyla
taşıyacağınıza olan inancımızı pekiştirmektedir. Bu vesileyle Dr. Sadık
Ahmet'te yaptıkları ve geride bıraktıkları için teşekkürlerimi
sunuyorum."
"Biz, azimli bir babanın evlatlarıyız. Biz, gururlu, namuslu, inançlı
Türkleriz. Biz, Yunanistan'ın bir an önce krizden çıkması için dua eden
azınlığız. Biz, burada sadece hakkımızı istiyoruz, başka hiçbir şey
istemiyoruz."
Dr. Sadık Ahmet'in Oğlu Levent Sadık Ahmet:
"20 yıl geçti. Şu ana kadar babasız daha çok yaşadım. Babamı ancak 15,5
sene kadar görebildim. Bugün ailemizin en acı günü. Kahrolduğumuz,
odamızda oyuncaklarımız bırakıp, hayatımızın altüst olduğu, dünyamızın
karardığı gün. Her şeyden vazgeçtiğimiz gün. Ancak, diğer taraftan da en
gururlu günümüz. Sizler, öncelikle sizler için ve benim için de
mücadele etmiş Sadık Ahmet'i üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen emanetine
bu denli sahip çıkmanız bizi çok gururlandırıyor. Bununla iftihar
ediyorum. Sadık Ahmet'in oğlu olmaktan gurur duyuyorum.
T.C. Hükümeti her zaman, Sayın bakanım uçağımız Dedeağaç Havalimanı'na
indiğimde abim Hakan Çavuşoğlu'na , "tüylerim şu an diken diken" dedim.
Ben ve ailem 20 yıl önce Sadık Ahmet'i mezara defnettikten sonra T.C.
Devleti bize o zaman bir ambulans uçak göndermişti. Biz, buradan Sayın
Bakanım bir valizle ayrıldık, hiçbir şeyimiz yoktu, diş fırçamız dahi
yoktu; çorabımız, ayakkabımız burada kalmıştı. Ancak buradan hiç
kopmadık. Gün geldi ticari hayata atıldık. Yine buralarla iş yapmak
nasipmiş. Göğsümüzü gere gere, alnımızın akıyla elif gibi ayakta durmaya
devam edeceğiz. Gün geldi dalga geçtiler; hor gördüler, bizi eğitimsiz
gördüler, dünyada ne kadar kötü kelime varsa hepsini duymuşuzdur. Ancak
şu andaki bu topluluk, sizlerin gücü, sizlerin desteği bunları
unutturuyor bize. Biz, azimli bir babanın evlatlarıyız. Biz, gururlu,
namuslu, inançlı Türkleriz. Biz, Yunanistan'ın bir an önce krizden
çıkması için dua eden azınlığız. Biz, burada sadece hakkımızı istiyoruz,
başka hiçbir şey istemiyoruz."
Konuşmalardan sonra Gümülcine Eski Cami'de mevlit okutuldu. Akşam ise
katılımcılar ve DEB Partisine gönül vermiş olanlara yemek verildi.
Yemekte katılımcılara plaket takdim edildi. Plaket töreninde Bakan
Volkan Bozkır'ın "Türkiye sizsiz olamaz," sözleri ilgiyle dinlendi. Son
olarak ise Antakya Medeniyetler Korosu ilahiler dinlendi.