Brükselde dün başlayan ve bugün de devam eden Avrupa Birliği Zirvesinde üye ülkeler sığınma hakkını fiilen kaldırma konusunda anlaştı.
Almanyada koalisyon hükümetinin küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin Başbakan Angela Merkele yaptığı baskının gölgesinde Brükselde başlayan AB Liderler Zirvesinde sığınma hakkının fiilen kaldırılması konusunda liderler anlaşmaya vardı. CSUnun AB ülkelerinden geldiği tespit edilen sığınmacıların bu ülkelere geri gönderilmesini öngören Dublin Anlaşmasının yeniden uygulanmasını talep etmesi üzerine Merkel, konunun AB çapında çözülmesi gerektiğini söyleyerek karşı çıkmıştı.
Almanyadaki tartışmalardan ötürü sığınmacılar konusunun öne çıktığı zirvede AB liderleri, 8 saatlik pazarlıklardan sonra Avrupaya mümkün olduğu kadar az sığınmacının gelmesi için gerekli önlemlerin alınması konusunda anlaşmaya vardı.
İtalya Başbakanı Giuseppe Contenin bir süre ayak dirediği, sonra da onay verdiği anlaşmaya göre, AB dışında sığınmacı kamplarının kurulması kararlaştırıldı. Böylece sığınma ihtiyacı duyanlar öncelikli olarak kurulacak kamplarda iltica başvurusunda bulunacak, başvurusu kabul edildikten sonra Avrupaya gelebilecek. Kampların hangi ülkelerde kurulacağı ise belirsiz. Zirve öncesinde Kuzey Afrika ülkeleri ile Arnavutluk ve Makedonya kampların kurulacağı ülkeler olarak telaffuz ediliyordu.
Ancak Fas, Libya, Arnavutluk kamplara sıcak bakmadığını açıkladı. Afrikadan gelen sığınmacılar için en önemli transit ülke olarak kabul edilen Nijer de kampların kurulacağı ülkelerinden biri olarak görülüyor.
Ayrıca, Akdeniz ve Ege üzerinden sığınmacıların geldiği İtalya ve Yunanistan da diledikleri takdirde sığınmacı kampları kurabilecekler. İtalya, daha önce böyle kamplar kurmak istediğini açıklamıştı.
Bir diğer önemli uzlaşma noktası ise sığınmacıları kurtaran özel gemilere yönelik karar oldu. Son haftalarda bazı yardım kuruluşları Akdenizin ortasında sığınmacıları kurtararak Malta ve İtalya limanlarına yanaşmışlardı. Ancak bu iki ülke de gemileri almaya itiraz etmişti. Yeni düzenlemeye göre özel kurumlara ait gemilerin sığınmacıları bu şekilde limanlara getirmesi zorlaştırılıyor. Malta, sığınmacıları taşıyan yardım kuruluşlarının gemilerine el koymayı önermişti.
Ayrıca, Akdenize sahili bulunan ülkeler sığınmacıları taşıyan yardım gemilerine limanlarını açmak zorunda olmayacak. Bu madde özellikle İtalyanın isteği üzerine sonuç metnine dahil edildi.
Yeni düzenlemede özellikle Akdenizde sığınmacıları kurtaran yardım kuruluşlarına önemli engeller çıkarılarak, sığınmacıların ABye ulaşması yerine ölmelerini seyretme politikası izlenecek.
Sığınmacıların Avrupaya gelmesini engelleme üzerine varılan anlaşma ülkelerin liderlerini de memnun etti. Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB liderlerinin ortak bir metin üzerine anlaşmaya varmasının önemli bir mesaj olduğunu ifade ederek, Önümüzde yapılacak çok iş var. Tartışmalara rağmen atacağımız adımlar konusunda iyimserim dedi. Merkel, AB dışında kurulacak sığınma kampları konusunda Birleşmiş Milletler Sığınmacılara Yardım Örgütü (UNCHR) ve Uluslararası Göç Örgütü ile birlikte çalışacaklarına dikkat çekerek, gelecekte Afrika ülkeleriyle ortak çalışacaklarını da ifade etti.
Sonucun Merkeli eleştiren koalisyon ortağı CSU tarafından kabul edilmesi bekleniyor. Anlaşmada CSUnun istediği sığınmacıların AB ülkelerine geri gönderilmesi maddesi ise yer almıyor. Birçok Doğru Avrupa ülkesi buna karşı çıktı.
Angela Merkel, zirve kapsamında yaptığı açıklamada Türkiyeyi Suriyeden gelen sığınmacılar konusunda üstlendiği sorumluluk nedeniyle övdü. Daha önce İtalyanın bloke ettiği 3 milyar avronun Türkiyeye verilmesi kararlaştırıldı. Daha önce AB kasasından 2 milyar avro daha havale edilecek. Daha önce AB, Türkiyeye 6 milyar avro vermeyi karar altına almıştı.
ABnin iltica hakkını fiilen imkansız hale getirmesi, yardım örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. Proasyl örgütü zirveyi İnsanlık dışı zirvesi olarak tanımladı. Ülkelerinde işkenceye uğrayan, savaştan kaçmak zorunda kalan insanlara kapıların kapatıldığını ifade eden Proasyl, sığınmacılar kamplarını ise umutsuzluk kampları olarak tanımladı. Zira kamplara gelen insanların yıllarda burada tutulabileceği, hiçbir zaman Avrupaya gelmeye imkan vermeyeceği ifade edildi.