Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Hükümet'in Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu konuşturulduğu için protesto ettiği adli yıl açılış törenine yargı tam kadro katıldı. Yargıtay Başkanı Ali alkan konuşmasında Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde sık sık dile getirdiği ''Yargı kararlarıyla konuşur, söylemleriyle değil'' ifadelerine isim vermeden cevap verdi. Alkan, "Yargı bağımsızlığına müdahale niteliği taşıyan konularda yargının susmasını beklemek, ancak demokrasiye, kuvvetler ayrılığına, hukukun üstünlüğüne gerçek anlamda bağlılığın yaşandığı ortamda haklılık kazanabilir" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ile başta askeri ve sivil yüksek yargı mensupları törene büyük ilgi gösterdiler. HSYK üyeliğine bağımsız aday olan HSYK 1. Daire Başkaın İbrahim Okur da törene katılan isimler arasında dikkat çekti. Muhalefette yargıyı yalnız bırakmadı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve Selahattin Demirtaş da törene geldi.
Törende konuşma yapacak olan Metin Feyzioğlu'nu Yargıtay Başkanı Ali Alkan karşıladı.
Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ katılmadı. Törene davetli olmalarına rağmen AK Partili Anayasa Komisyonu Burhan Kuzu ile Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya da gelmedi.
YARGITAY BAŞKANI'NDAN SERT SÖZLER
Yargıtay Başkanı Ali Alkan 27 sayfalık konuşmasında oldukça çarpıcı mesajlar verdi. Alkan, Hükümet'i meşruyiet, yargı bağımsızlığı, hukuk güvenliği ve erkler ayrılığı konusunda konusunda uyardı. Yargıtay'ın yapısının yasa ile değiştirilmesini sert şekilde eleştiren Alkan, yargının da yetkisini yasama gibi milletten aldığını söyledi.
Alkan, "Yargının bağımsızlığını ortadan kaldırmak veya yürütmeye bağlı bir yargı oluşturmak, yargı denetiminden kaynaklanan meşruiyeti hafife almak olacaktır. Tarih hukukla sınırlanmamış bir yönetimin vatandaşları için büyük bir tehdit haline geldiğine pek çok defa tanıklık etmiştir" dedi.
İşte o mesajlardan bazıları:
* Yargıtay Kanunu ve HSYK Kanunu'nda yapılan değişiklikler ile, yargıya müdahale girişimleri, sorunları çözmekten çok, arttıracak niteliktedir.
* Yargı bağımsızlığına müdahale niteliği taşıyan konularda yargının susmasını beklemek, ancak demokrasiye, kuvvetler ayrılığına, hukukun üstünlüğüne gerçek anlamda bağlılığın yaşandığı ortamda haklılık kazanabilir
* Yargının sukunet ihtiyacına gerekli özen gösterilmiyorsa veya bu ihtiyaç umursanmıyorsa sessizliğini korumak nasıl mümkün olacaktır. Mehabet dediğimiz olgu biraz da muhataplardan beklenmesi gereken bir özene işaret etmez mi.
'YARGI KARARLARIYLA KONUŞUR'
Erdoğan Başbakan olduğu dönemde sık sık ''Yargı kararlarıyla konuşur'' demişti. Cumhurbaşkanı adayı iken katıldığı bir TV programında ''Yargı kararıyla konuşacak, söylemlerle değil'' ifadelerini kullanmıştı.
BİZİ POLEMİĞE ZORLAMAYIN
* Yargıyı yıpratmak kimseye bir yarar sağlamaz. Adaletin güçlçü olması hakimler için değil herkes için güvencedir. Bu husus hiç unutulmamalı yargı mensupları polemiğe zorlanmamalıdır.
HAKİMLERİ SAYESETE KONU YAPMAYIN
* Hakim önüne gelen davada görüş ve inançlarından sıyrılarak günlük siyasetin ve tartışmaların etkisinden uzak kalarak karar verilmelidir. Hakimlerin siyasallaşması siyasallaştırılmak istenmesi veya siyasete konu yapılması görevlerine yansıtmadıkları bireysel görüşlerinden dolayı ayrıcılığa tabi tutulması hukuk devletinde kabul edilemez. Hakim ve savcılar menfaat ve baskı gruplarından herhangi bir beklentiyle de karar veremezler.
İstanbul Barosu'ndan Adli Yıl çıkışı: Hukuksuzluk yorunda yürüyenler çıkmaz sokaktadır
ÖZEL AMAÇLA YASA ÇIKARMAYIN TEHLİKELİ
* Yasalar soyut ve genel olarak hazırlanır temel hukuk ilkesine karşın özel amaçla yasa çıkarma anlayışı aynı yasalarda sık sık değişiklikler yapılması ve yasalar çıkarılırken anayasaya uygunluğu konusunda gerekli özenin gösterilmemesi adalete olan güveni sarsmakta yargı ve yönetimde de tıkanmalara neden olmaktadır. Bu ülkemizin ve milletimizin barışı ve huzuru için tehlikeli bir durumdur,
KADINA ŞİDDET İNSAN HAKLARI SORUNU
* Önceki yıllarda da dikkat çektiğimiz ve bir asayiş sorunu olmanın ötesinde cinsiyet ayrımcılığına dayalı bir insan hakları sorunu olarak ele alınması gereken kadına karşı şiddet olgusu ve her türlü çocuk istismarı maalesef ciddiyetini korumaktadır. Gençliğimizi tehdit eden uyuşturucu kullanımı giderek artmakta kullanım yaşı hızla düşmekte ve kullanıcılara yönelik tedavi hizmetleri bir mahkeme ilamına bağlı olduğunda bile etkin olamamaktadır.
'CUMHURBAŞKANIMIZIN BURADA OLMASINDAN MUTLU OLURDUK''
Adli yıl açılış törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Alkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açılışta hazır bulunmasından onur duyacaklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Bu sıkıntının gelecek adli yıl ortadan kalkmasını ümit ve temenni ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı makamı önemsenmesi gereken bir makam. 'Katılırsa katılır, katılmazsa katılmaz' diyemezsiniz. Biz Cumhurbaşkanımızın burada olmasından çok mutlu olurduk. Gelişmeleri hepiniz biliyorsunuz. Süreç hangi aşamalardan geçti. Yargıtay'ın da dışında gelişen olaylardı. Bizim doğrudan müdahale edemeyeceğimiz olaylardı. Ama böyle gelişti. İnşallah bir sonraki adli yıl açılış töreninde 'Sayın Cumhurbaşkanım' diye başlamayı arzu ederiz, temenni ederiz. Çabamız da bu yönde olacaktır. Gelinen bu noktada üzgünüz.""Süre sınırlamasını getirmek zorundaydık"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasını 20 dakikayla sınırladığının hatırlatılması üzerine de Alkan, Danıştay'ın kuruluş yıl dönümündeki sıkıntılı durumun yaşanmaması için süreyle ilgili kısıtlama getirildiğini hatırlattı.
Alkan, şunları söyledi: "Orada sürenin çok aşılmış olması bir yerde insanı gerdi. Biz kendisine süre sınırlaması getirdik. Ama konuşmasının içeriğine ifade özgürlüğü bağlamında hiçbir şekilde müdahalemiz ve talebimiz olmadı. İçerik tamamen kendisinin takdirinde olan bir husus. Süre sınırlamasını getirmek zorundaydık. Çünkü katılımcıların programlarını aksatmamak için. Ben kendime de getirdim. Çünkü katılımcılar süre uzadıkça programları aksayacağı için saatine bakmaya başlayacak. Bu daha rahatsız edici bir durum. Süre sınırlaması olmasaydı yargının sorunlarıyla ilgili saatlerce konuşabilirdik. Süre sınırlaması sadece Barolar Birliği Başkanı için değil, kendimiz için de geçerliydi. Ben buna 30-35 dakika demiştim, uydum. Buna özellikle uymaya riayet ettim. Bir paragrafı da atladım. Anayasa ile ilgili bir şey daha söylemek istiyordum ama atladım."
01.09.2014 19:58:19