New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çerçevesinde yapılan
Cameron-Ruhani görüşmesi tarihi nitelikteydi. Görüşme, 1979 İran İslam
devriminden sonra bir İngiltere Başbakanın, İran Cumhurbaşkanı ile
yaptığı ilk yüz yüze görüşme olma özelliğini taşıdı.
İngiltere
Başbakanlığından görüşmeye ilişkin henüz açıklama yapılmazken,
Cameron'ın, Ruhani'den, İran'ın IŞİD'e karşı mücadeleye katılmasının
yanı sıra Esed rejimine desteğini çekmesini de istemesi bekleniyordu.
İngiltere
ile İran arasındaki ilişkilerde geçen yıldan bu yana düzelme
görülürken, Irak'taki gelişmeler de ilişkilerin iyileşmesine ivme kattı.
Irak'ta geniş tabanlı bir hükümetin oluşturulması ve istikrarın
sağlanması için İran'ın yardımına ihtiyacı olan İngiltere, geçen
Haziran ayında Tahran Büyükelçiliği'ni yeniden açma kararı almıştı.
İngiltere
Başbakanı Cameron, IŞİD terör örgütüne karşı iş birliği kararının
İngiltere ile İran'ı birbirine daha da yakınlaştırdığını doğrulayarak,
Irak'ta yaşananlardan önce de ilişkilerin geliştirilmesi yönünde
harekete geçildiğini söylemişti.
İngiltere birçok Batı ülkesi
gibi Hasan Ruhani dönemini Suriye krizinin sona ermesi ve Tahran'ın
nükleer programı ile ilgili uluslararası toplumdaki gerginliğin
giderilmesi için fırsat olarak görüyor.
Mahmud Ahmedinejad'ın
cumhurbaşkanlığı görevinde bulunduğu 2005-2013 döneminde İngiltere-İran
diplomatik ilişkilerinde yaşanan kötüleşme, Kasım 2011'de İngiltere'nin
İran'a yönelik yeni yaptırım kararı ve ardından Tahran Büyükelçiliği'ne
düzenlenen saldırıyla kopma noktasına gelmişti. İki ülkenin karşılıklı
olarak büyükelçiliklerini kapatma kararı aldığı dönem, 1979 yılındaki
İran İslam Devrimi'nden sonra iki ülke ilişkilerinde yaşanan en kötü
süreç olarak nitelendirilmişti.
25.09.2014 03:13:39