Söder, Münih'te düzenlenen parti kongresinde delegelerin yüzde 87,4'ünün oyunu alarak aynı zamanda İçişleri Bakanı olan Horst Seehofer'dan boşalan parti başkanlığı koltuğuna seçildi. Seehofer ise yaklaşık 900 delegenin çoğunluğunun oyuyla partinin "onursal başkanı" oldu.
Söder'in selefi ve yıllarca rakibi konumunda olan Seehofer, 2008'de yüzde 90,3 ile partinin lideri olmuş, 2017'de de oyların yüzde 83,7'sini alarak yeniden başkan seçilmişti.
On yıldan uzun bir süre CSU liderliği görevini yürüten 69 yaşındaki İçişleri Bakanı Seehofer, koalisyon içinde özellikle iltica politikaları konusunda yaşanan anlaşmazlıkların ardından geçen yıl parti başkanlığını bırakacağını açıklamış ve yerine rakibi Söder'i önermişti.
52 yaşındaki Söder, Bavyera eyaletinin başbakanlığını görevini de geçen yıl Mart ayında Seehofer'dan devralmıştı.
Söder, sonuçtan duyduğu memnuniyeti, "Zor zamanları arkamızda bıraktık ve şimdi gösterdiğiniz güven beni her zamankinden daha çok mutlu ediyor" sözleriyle ifade etti.
CSU, kalesi olarak görülen Bavyera eyaletinde geçen yıl Ekim ayında yapılan meclis seçimlerinde yüzde 10'un üzerinde oy kaybederek eyalet meclisindeki mutlak çoğunluğunu yitirmişti. Parti ayrıca 2017'deki seçimlerde kan kaybı yaşamış ve oylarının bir kısmını sağ popülist AfD'ye kaptırmıştı.
Kramp-Karrenbauer'dan uyarı ve tebrik
CSU'nun kardeş partisi Hristiyan Demokrat Birlikin (CDU) liderliğini Aralık ayında Başbakan Angela Merkel'den devralan Annegret Kramp-Karrenbauer da Söder'i tebrik etti.
Kramp-Karrenbauer, "iki partinin siyasi bir aile olduğunu ve öyle de kalacağını" ifade ederek geçen yıl yaşanan ihtilafların tekrarlanmaması yönünde CSU'yu uyardı. "Biz Avrupa'da kalan tek halk partisiyiz" diyen CDU lideri, iki partinin yalnızca Birlik'e karşı değil, Bavyera ve Avrupa'ya karşı da sorumluluk taşıdığını hatırlattı. Kramp-Karrenbauer, Almanya'da ve Avrupa'da istikrarlı bir siyasetin ortak çalışmaya bağlı olduğuna dikkat çekti.
DW,dpa/SÖ,DÇÜ
DW TÜRKCE
21.01.2019 21:39:00