Corona virüste ikinci dalga, yapılan tüm uyarılara rağmen önlenemedi. Pandemide iyi sınav veren Almanya ve İsviçre'nin bile yeni dalgadan kötü etkilendiğini görüyoruz. İspanya, Fransa, Belçika ve Hollanda ise vaka sayısının en çok arttığı ülkeler. Söz konusu ikinci dalga olunca Avrupa'da çok az olumlu örnek var. O ülkelerin en iyi durumda olanı ise 'Beyaz Zambaklar Ülkesi', yani Finlandiya. Peki Finlandiya neyi farklı yaptı?
Corona virüsle mücadelede ikinci dalga ile karşı karşıyayız. Yaz aylarında kontrol altına alınan virüs sonbaharın gelmesiyle birlikte yeniden taarruza geçti. Avrupada birçok ülke Türkiye gibi ikinci dalgadan nasibini almış durumda. Haziran başında Deep Knowledge Group isimli konsorsiyumun yaptığı en güvenli ülkeler sıralamasında ilk üçte yer alan Almanya ve İsviçre de ikinci dalganın etkisinde. Ekim ayında Almanyada 24 saat içinde 11 bin 287 kişide corona virüs vakası tespit edildi. Ülkede bir milyon kişi başına düşen vaka sayısı 5 bin 415. Bu rakam Türkiyenin (4 bin 377) üzerinde. İsviçre ise bir milyon kişi başına düşen vaka sayısında 14 bini gördü. Dünyada bu sayı bugün itibariyle 5 bin 596. Avrupada corona virüs mücadelesiyle fark yaratan ülkelerin başında ise Finlandiya geliyor.
FİNLANDİYA CORONA VİRÜSÜ NASIL KONTROL ALTINDA TUTUYOR?
Finlandiyanın corona virüste ikinci dalgayı yönetmek konusunda Avrupanın en başarılı ülkesi olduğunu görüyoruz. Dünya basınında eğitim ve teknoloji alanındaki olumlu haberlerle karşımıza çıkan Finlandiya, pandemi döneminde de örnek oluyor. Ülkede bir milyon kişi başına düşen vaka sayısı 2 bin 708. Bir zamanlar Mustafa Kemal Atatürkün askeri okullarda tarihinin okutulmasını tavsiye ettiği Finlandiya, örnek olacak bir çizgide mücadelesini sürdürüyor. Bakalım Beyaz Zambaklar Ülkesinde neler oluyor?
Finlandiya Avrupada en düşük enfeksiyon oranına sahip ve ekonomisi diğer ülkelerin ekonomilerinden daha iyi durumda. Finlandiyada komşusu İsveçin dörtte biri oranında vaka sayısı tespit edildi. Ekonomisi ise 2020nin ilk yarısında daha az daraldı. Uzmanlar Finlandiyanın pandemiyi kontrol altına almak için Uusimaa bölgesinin hızla kapatılması kararının en başarılı yaklaşımlardan biri olduğunu söylüyor. 15 Nisandan itibaren kısıtlamalar kaldırılmaya başlansa da kademeli olarak kaldırılmasına özellikle dikkat edilmişti.
ʻʻ
Finlandiya, 27 Mart tarihinde başkent Helsinki'nin de içinde bulunduğu Uusimaa bölgesine giriş ve çıkışları kapatmıştı. Özgürlüklerin kısıtlanması durumu da söz konusu olduğu için Finlandiya açısından bu çok radikal bir karardı. Bugün geldiğimiz noktada Finlandiya'nın genç başbakanı Sanna Marin, bu kararı aldığı için takdir ediliyor.

Finlandiya Sosyal Demokrat Partisinden Sanna Marin, göreve geldikten yalnızca üç ay sonra Covid-19 pandemisi patlak verdi. Finlandiyada genç politikacının salgını iyi yönetmesinden dolayı oy oranını yüzde 3 artırdığı konuşuluyor.
KÖKLÜ BİR GELENEĞİN SONUCU
Financial Timesa konuşan, Tampere Üniversitesinden epidemiyoloji uzmanı Prof. Pekka Nuorti, Finlandiyayı diğer Avrupa ülkelerinden ayıran en önemli faktörü şöyle açıklıyor: Finlandiya ile diğer tüm Avrupa ülkeleri arasındaki 1939-1940 Kış Savaşı sırasında Sovyetler Birliğine karşı kolektif deneyimden doğan büyük bir ayrım var. Finlandiyanın en önemli farkı, ulusal acil durumlarda nasıl hareket edileceğine odaklanması ve hazırlıklı olmasıdır.
FİNLİLERİN STOKLARI FARK YARATTI
Finlandiyada acil tıbbi ve koruyucu ekipman stokları bulunuyor. Üstelik bu önlemlere İkinci Dünya Savaşından beri hiç ihtiyaç duyulmadı. Salgının başlangıcında Avrupa ülkelerinde maske krizi söz konusu olmuş ama Finlandiya maske konusunda hiçbir sıkıntıları olmadığını açıklamıştı. 5 Nisanda New York Timesta yayınlanan bir haber bu konuya dikkat çekiyordu. Haberin girişi şöyleydi: Finliler, komşularının aksine Soğuk Savaştan sonra stok yapmayı asla bırakmadı. Şimdi Finlandiya, Covid-19 çağında kıskanılacak bir tıbbi ve hayatta kalma ekipmanına sahip.
Daha önceden dünya basınında özellikle eğitim ve teknoloji alanında ön plana çıkan Finlandiya, bu kez Covid-19 çağında maske stoklarıyla fark yaratıyordu. Önemli bir koruyucu ekipman stokunun üzerinde oturan Finliler, sadece İskandinav komşularını değil, bir çok Avrupa ülkesini de gölgede bıraktı. Finlandiyanın bu stokları yalnızca tıbbi malzemeleri değil, petrol, tahıl, tarım aletleri ve cephane yapmak için kullanılan hammaddeleri de içeriyor. Salgının ilk günlerinde bu maskelerin kullanıldığı biliniyor.
ONLAR HER ZAMAN HAZIRDIR
Norveç, İsveç ve Danimarkanın da Soğuk Savaş döneminde büyük miktarda tıbbi ve askeri teçhizat, yakıt ve gıda stokları topladığı biliniyor. Ancak daha sonra bu stokları büyük oranda terk etmişlerdi. Finlandiya ise hem pandemiye hem de olası bir savaşa hazır. Finlilerin bu durumu hem ulusal stoklara ışık tutuyor, hem de diğer İskandinav
uluslarının savunmasızlığını ortaya koyuyor. Norveç Savunma Etütleri Enstitüsünden Magnus Hakenstad, Finlandiya, İskandinavların hazırlıklı ülkesidir ve büyük bir felakete veya III. Dünya Savaşına her zaman hazırdır ifadesini kullanıyor.
Birkaç yıl önce Finlandiyadaki hazırlık durumunu gözden geçiren İsveç devlet epidemiyoloğu Anders Tegnell şunları söylüyor: Hazırlık düzeyleri, hayal bile edebileceğimiz her şeyin çok ötesinde. Tabii Rusya gibi bir komşunuz varsa ve onlarla savaştıysanız bu çok normal.
Uzmanların Finlandiya hakkındaki görüşlerine baktığımızda hazırlıklı olmanın hem pratik hem de psikolojik bir etkisi olduğunu görüyoruz. Prof. Pekka Nuorti, Finlandiyanın bunun da ötesine geçtiğini belirtiyor: Finlandiyanın krizlere tepki verme konusunda çok köklü bir geleneği var ve insanlar bir kriz olduğunda bir araya gelme eğiliminde. Kısıtlamalar uygulandığında dikkat çekici olan şey, nüfus davranışındaki değişikliklerdi. Çok kısa bir zamanda insanlar arasındaki sosyal temasta dörtte üçlük bir azalma oldu.
İKİNCİ DALGADAN ONLAR DA ETKİLENDİ
İkinci dalgadan Finlandiya da etkilendi. Kişi başına düşen vakalar, Mayıs ortasından bu yana en yüksek seviyede ve son dönemde günlük vaka sayısı 200-300 arasında seyrediyor. Ancak yine de diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında çok daha iyi durumdalar. Dünyada bir milyon kişi başına düşen vaka sayısı 5 bin 596. Finlandiyada ise bu sayı 2 bin 708. Yani yarısı kadar. Avrupanın genelinde ise durum pek iyi görünmüyor.
GENÇ BAŞBAKANIN OLUMLU ETKİSİ
Helsinki Üniversitesinde İskandinav araştırmalarında doçent olan Johan Strang, başarıyı tarif ederken Başbakan Sanna Marinin tutumuna da dikkat çekiyor: Başbakan Sanna Marin, kimsenin sorgulamasına gerek kalmadan oldukça sert önlemler uygulayabildi. Üstelik bunu yaparken çok sakindi. Finlandiya ise pandemiye İsveçten daha hazırlıklıydı.
Kaynak: SozcuM.Seren Avrupa Haber
28.10.2020 00:49:00