Almanyada yeterince düşünce özgürlüğü olmadığı yönündeki eleştirilere de cevap veren Cumhurbaşkanı, bunun doğru olmadığını, tam tersine bugünkü kadar fikir tartışmasının daha önce hiç yaşanmadığını bildirdi. Asıl sorulması gereken soruların, "Bu kadar tartışma ile ne yapıyoruz? Böylesi çok sürtüşmeyi nasıl yeniden saygıya çevirebiliriz? Sürekli öfkeli olma halini, ne yaparak sağlıklı bir tartışma kültürüne dönüştürebiliriz?" olduğunu ifade eden Frank-Walter Steinmeier, bu sorulara yanıt bulmanın herkesin sorumluluğu olduğunu vurguladı.
"Irkçı söylemler duyduğunuzda karşı gelin" çağrısı
Halle sinagoğunun saldırgana geçit vermeyen kapısının, bu açıdan sembolik bir anlam taşıdığını belirten Steinmeier, "Otobüste zayıf kişilere sataşıldığı zaman, farklı görünüşe sahip olan birine hakaret edildiğinde, okul bahçesinde, kıraathanede ırkçı söylemler duyduğunuzda, ayağa kalkın ve bunlara karşı gelin" dedi. Aynı şeyin internet ve sosyal medya için de geçerli olduğunun altını çizen Steinmeier, "En kaba ve çığırtkan sloganları, sürekli yeniden tıklayarak ödüllendirip ödüllendirmeyeceğinize ya da gerçeklere, mantığa ve iyi argümanlara daha fazla destek olup olmayacağınıza siz karar vereceksiniz" vurgusunda bulundu.
Konuşmasının sonunda, dönemin Doğu Almanya rejiminde daha fazla demokrasi için, 30 yıl önce sokağa çıkan yüz binlerce insanın cesaretini bir kez daha takdir eden Steinmeier, "Şimdi, 30 yıldan beri birlik ve özgürlük içinde, demokrasiyle yaşıyoruz. Ancak lütfen bunu doğal bir durum olarak görmeyelim" dedi. Diktatörlüklerin aksine, demokrasilerin kahramanlara ihtiyacı olmadığını ve bunun da iyi bir şey olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, "demokrasinin ihtiyacı olan şey kendine güvenen vatandaşlardır. Umutlu, azimli, akıllı, edepli ve dayanışma içinde olan vatandaşlar" dedi.
Dw TÜRKÇE25.12.2019 10:42:00