Türkiyedeki mantalite Almanyadakine uymayabiliyor diyen Gül, Türkiyeden gelen imamların Almanyadaki Müslüman toplumunun ihtiyaçlarına her zaman hitap edemediğine, bir imamın görev yaptığı toplumun dilini, kültürünü ve yaşam koşullarını bilmesinin büyük önem taşıdığına vurgu yapıyor.
İslam evrensel bir din. Ancak Kuranı Kerim, hangi toplumda yaşanıyorsa o toplumun dilinde Kuranı tebliğ etme mesajını vermektedir diyen Gül, özellikle genç nesillere Almanca hitap etmenin önemine dikkat çekerken, şu deneyimlerini aktarıyor:
Bir keresinde çocuklara Hadi hep beraber Kelime-i Şehadet getirelim dedim çocuğun birisi kalktı gidiyor. Nereye gidiyorsun? dedim? Hocam Kelimi Şehadeti getireceğiz ya dedi Ya da mesela Helaya girilirken okunacak dua dedim çocuk Hocam hela neresi? diyor Konuları Almanca anlatmanız onların daha iyi anlayabilmesine katkı sağlıyor.
İslamı Almanlaştırmak gibi bir amacımız yok diyen Kerber, Hedef Almanyadaki Müslümanların İslamı. Burada yaşayan Müslümanların, kendi dinleriyle kabul gördüklerini hissedebilmelerini, bu ülkenin onların memleketi olduğunu ve ülkemizi zenginleştirdiklerini hissedebilmelerini sağlamak istiyoruz diye konuştu.
İçişleri Bakanlığı, bir süre önce yurtdışından gelecek din görevlileri için Almanca bilme zorunluluğu getirileceğini duyurdu. Savunma Bakanlığı da, orduda görev alacak Müslüman din görevlilerinin, Almanca bilmesini ve Almanyadaki kabul gören bir enstitüden mezun olmasını istiyor.
Almanyada halen Münster, Tübingen, Osnabrück, Frankfurt/Giessen ve Erlangen-Nürnbergde ilahiyat bölümleri ve enstitüleri bulunuyor, bu yıl da Berlinde Humboldt Üniversitesinde bir enstitünün açılması bekleniyor.
Osnabrück Üniversitesi İlahiyat Enstitüsü'nden Prof. Dr. Rauf Ceylan, imam olabilmek için bu bölümlerden mezun olmanın yeterli olmadığını kaydetti. Ceylan, İlahiyat bölümlerine ilaveten, imamlar için namaz kıldırmak, Kuran-ı Kerimin okunması, camideki hocanın görevi, cenazenin nasıl yıkandığı gibi pratik bilgilerin öğretilmesi için akademiye ihtiyaç var şeklinde konuştu.
DİTİB tartışmaların odağında
Almanyada imamların eğitimi tartışmasının alevlenmesinin arka planında, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) konusunda yaşanan gelişmeler bulunuyor. 900 camii ve bini aşkın imamıyla DİTİB, Almanyadaki en büyük İslami çatı örgütünü oluşturuyor. DİTİBin imamlarının çok büyük bir kısmı Türkiyeden geliyor, finansmanı da Türk hükümeti tarafından karşılanıyor.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, Almanyada görevli bazı imamların casusluk faaliyetlerinde bulunduğu iddiaları, DİTİBin bazı camilerinde Türk ordusunun Afrin harekatına destek için etkinlikler düzenlenmesi ve bir etkinliğine Müslüman Kardeşlerin de katılması, Alman medyasında geniş yer bulmuş, siyasette de tepkilere yol açmıştı.
İktidardaki Hristiyan Demokrat Birlik Partisinin (CDU) içişleri sözcüsü milletvekili Christoph de Vries, DWye yaptığı açıklamada, Konu sadece bir dini cemaat meselesi ile sınırlı değil, yabancı bir devlet ile karşı karşıyayız dedi.
Finansman sorunu en zor konulardan
Almanya, yabancı hükümetlerin camiler üzerinden siyasi nüfuzunu sınırlandırmada kararlı görünse de, imamların Almanyada eğitimi, yurtdışından finansmanın kesilmesi gibi konuların çözümü çok da kolay görünmüyor.
Yeşiller Partisi Milletvekili Filiz Polat, halen DİTİB camilerinin hiçbir harcama yapmadan Türk devletinin gönderdiği eğitilmiş imamlardan yararlandığına dikkat çekerken, Artık bunlar kendi finansmanını sağlamak ya da bir çatı kuruluştan mali destek almak zorunda kalacak diye konuştu. Polat, Türkiye kökenli Müslümanların sayısını dikkate aldığımızda kendi finansmanlarını sağlamaları gayet tabii ki mümkün. Ancak Almanyadaki Müslümanlar, imam eğitiminin Almanyada verilmesini, buradaki kuruluşlarının geldikleri ülkelerden bağımsız olmasını istiyor mu? sorusunu gündeme getirdi.
DİTİB kolları sıvadı
DWye konuşan DİTİB Genel Sekreteri Abdurrahman Atasoy ise bugünden yarına binden fazla din görevlisinin finansmanı için hemen kaynak bulunmasının kolay olmadığını ancak imamların Almanyada yetiştirilmesi ve iş imkanı sağlamayı amaçlayan çalışmalar yürüttüklerini açıkladı.
DİTİB yetkilisi, Almanya standartlarına uygun bir sistem bulmak istiyoruz, bu amaçla çalışmalarımız sürüyor. Ama bu mekanizmaların oluşturulması zaman alıyor diye konuştu.
Almanyada hükümet ile Müslüman kuruluşlar arasında diyalog platformu niteliği taşıyan Alman İslam Konferansı, Kasım ayında imamların Almanyada eğitimi ve finansmanını gündemine almıştı. Taraflar bazı konularda farklı görüş ve beklentilere sahip olsalar da; İçişleri Bakanlığı, ilahiyat enstitüleri ve Müslüman cemaatler arasında yoğun görüşmeler yoluyla bu adımların atılmasını sağlamakta kararlı görünüyor.
Seda Serdar / Değer Akal
© Deutsche Welle Türkçe
06.04.2019 18:44:00