Berlinde Yabancı Gazeteciler Cemiyeti (VAP) üyeleriyle bir araya gelen Barley, Avrupa Parlamentosu seçim kampanyası hakkında bilgi paylaştığı toplantıda, Türkiyedeki gelişmeler, yerel seçim sonuçları ve Türkiyenin AB üyelik süreci hakkındaki soruları da yanıtladı.
"Endişeyle izliyoruz
SPDnin Türkiyede iki kardeş partisi olduğunu hatırlatan Barley, Gayet tabii ki CHP ve HDPnin seçim başarılarından ötürü memnuniyet duyuyoruz dedi.
Barley, Türkiyedeki yerel seçim sonuçlarına itiraz süreçleri hakkında ayrıntılı değerlendirme yapmak istemediğini söylemekle birlikte, yaşanan gelişmeleri endişeyle izlediklerini kaydetti.
Barley, Türkiyede hukuk devleti alanında yaşanan gelişmeleri zaten bir kaç yıldır büyük bir endişeyle izliyoruz. Her ne kadar adalet bakanlıkları arasında iyi ilişkilerimiz olsa da Türkiyede hukuk devleti alanında yaşanan gelişmelerden ötürü kaygılıyız ve bunu da muhataplarımıza açıkça dile getiriyoruz diye konuştu.
"Diyalog sürdürülmeli
DW Türkçenin Türkiye Avrupanın bir parçası mı? Türkiyenin AB üyelik sürecine ilişkin tutumunuz nedir? sorusunu da yanıtlayan Barley, üyelik müzakereleri hakkında ayrıntılı yorum yapmaktan kaçınarak, diyaloğa vurgu yapmakla yetindi.
Barley şöyle konuştu:
"Evet, Türkiye Avrupanın sınırında, Avrupa ve Asya kıtalarının buluştuğu noktada ABnin Türkiye ile yakın ilişkilerini sürdürmesi gerekmekte, buna çok büyük önem atfediyorum. Zorlu partnerlerle diyaloğun sürdürülmesi gerektiğini ispatlamış olan Willi Brandtın partisinin mensubuyum. Ve bunu muhakkak ki Türkiye ile de yapacağız.
Sosyal Demokrat Partinin Avrupa Parlamentosu seçimleri için hazırladığı programda, Öngörülebilir gelecekte Türkiyenin tam üyeliğine ne Türkiye ne de AB hazır ifadeleri yer alıyor.
Türkiye ile işbirliğinin büyük bir sınama olduğuna dikkat çekilen parti programında, Güncel tüm zorluklara rağmen Türkiye ile Avrupa, Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkiler büyük önem taşıyor görüşü aktarılıyor.
Barley, Türkiyede hukuk devleti alanında yaşanan gelişmeleri zaten bir kaç yıldır büyük bir endişeyle izliyoruz. Her ne kadar adalet bakanlıkları arasında iyi ilişkilerimiz olsa da Türkiyede hukuk devleti alanında yaşanan gelişmelerden ötürü kaygılıyız ve bunu da muhataplarımıza açıkça dile getiriyoruz diye konuştu.
"Diyalog sürdürülmeli
DW Türkçenin Türkiye Avrupanın bir parçası mı? Türkiyenin AB üyelik sürecine ilişkin tutumunuz nedir? sorusunu da yanıtlayan Barley, üyelik müzakereleri hakkında ayrıntılı yorum yapmaktan kaçınarak, diyaloğa vurgu yapmakla yetindi.
Başbakan Angela Merkel, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine şüpheyle baksa da, başbakanlığı boyunca Türkiye'nin AB perspektifinin ucu açık bir şekilde sürdürülmesini savunagelmişti. AB ile Türkiye arasında geçmişte imzalanan anlaşmalar olduğunu hatırlatan Merkel, "ahde vefa ilkesi gereği bu sürecin devam etmesinden yana tavır almıştı.
Ancak Merkel'in partisi CDU ile kardeş partisi CSU'nun Avrupa Parlamentosu seçimleri için hazırladıkları ortak bildirgede, Türkiyenin AB üyeliğine kapıyı kapatan sert ifadeler yer aldı.
Bildirgede Türkiyenin AB üyeliğinin söz konusu olmayacağı belirtilirken, Bizim Avrupamız sınırlarını biliyor. Türkiyenin ABye tam üyeliği bizimle söz konusu olmayacak. Türkiye ile üyelik yerine yakın bir ortaklık konusunda anlaşacağız denildi.
Hristiyan Demokratların Avrupa Parlamentosu seçimlerinde liste başı adayı Manfred Weber de seçim kampanyası sürecinde Türkiyenin üyelik sürecine son vermek istediklerini açıkladı. Aynı zamanda Avrupa Parlamentosu'ndaki (AP) Avrupa Halk Partisi'nin (EPP) AB Komisyonu Başkan adayı olan Weber, AB Komisyonu Başkanı olduğum takdirde Türkiye ile üyelik müzakerelerinin sona erdirilmesi talimatını vereceğim dedi.
Türkiyenin tam üyeliğinin gerçekleşmeyeceğini söyleyen Weber, Türkiye ile yakın bir ortaklık inşa edilmesi gerektiğini savunuyor.
Yeşiller Partisinden farklı yaklaşım
Avrupa Parlamentosu seçim programında Türkiyeye en geniş yer ayıran Yeşiller Partisi ise, Türkiyedeki demokratik güçlerin güçlendirilmesi başlığı altında, Türkiye Erdoğan değildir, Erdoğan da Türkiye değildir ifadelerine yer veriyor.
Programda, Erdoğan'ın, hukuk devletinin, demokratik hakların, toplumsal özgürlüklerin içini boşaltan bir çizgi izlediği bu süreçte Türkiyenin AB üyeliğinin söz konusu olamayacağı açık. Ancak demokratik ve dünyaya açık bir Türkiye için AB kapılarının açık tutulması gerekmekte. Üyelik müzakerelerinin resmen durdurulması hata olur deniliyor.
Yeşiller'in liste başı adayı Ska Keller de müzakerelerin Türkiyede kendini Avrupa ile özdeşleştirenler ve insan haklarının güçlendirilmesi için bir araç olabileceğine, sürecin sona erdirilmesinin ise yapıcı bir adım olmayacağına dikkat çekiyor.
AfD, Türkiyenin üyeliğine karşı
Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisi ise AP seçim programında, Türkiye kültürel olarak Avrupanın bir parçası değildir argümanını öne sürerek üyelik müzakereleri ile mali yardımlara derhal son verilmesini, Türk vatandaşlarına vize serbestisi tanınmamasını istiyor.
AP seçim yarışının sürdüğü Almanyada geçtiğimiz hafta da AfDnin Türkiye ile AB müzakerelerinin durdurulması talebiyle Federal Mecliste Türkiye oturumu yapıldı.
Sert tartışmaların yaşandığı oturumda Hristiyan Demokrat Birlik Partili Marten von Marshall Türkiye ile zaten müzakerelerin dondurulduğuna dikkat çekerek AfDyi AP seçimleri öncesinde Türkiye konusunu seçim malzemesi yapmaya çalışmakla suçladı. Türkiyeye katılım öncesi mali yardımların büyük oranda kesildiğine dikkat çeken von Marshall, kesintiye gidilmeyen mali yardımlarla Türkiyede AB değerlerinden ve demokrasiden yana tavır alanların desteklendiğini de sözlerine ekledi.
Bu toplantıda Hür Demokrat Partili (FDP) Gyde Jensen ise, AB pek çok Türk için kendi ülkelerinde ayaklar altına alınan değerlerin kıtası Diyaloğun sürdürülmesi şart diye konuştu.
11.04.2019 23:21:00