Kırım'da tarih hep kırılır ve silahlar boy gösterir. Kırım denince akla muhteşem doğa manzaraları, sap sarı tarlalar , plajlar, Karadeniz' in koyun sırtımsı dalgaları ve doğal olarak oradaki soydaşlarımız gelir.
Soydaşımız ve usta yazar Cengiz Dağcı anavatana doyamadan bu dünyadan göçüp gitmiştir. Merhum Esin Engin, Mehmet Ali Kılıçbay, sanırım İlber Ortaylı, Müstecip Ülküsal, Halil İnalcık ve daha bir çok ileri gelen sanatçı, tarihçi, hukukçu vardır aramızda onlardan.
Yalıboyu ( yarımadanın güney sahili) , Bahçesaray ( Simferepol)- Karasubazar, çöl (kuzey Kırım) şivesi olmak üzere üç ana şive ile türkçe konuşurlar. Yarımadanın yaklaşık %13 ünü oluşturan güzel akrabalarımız, tarım, hayvancılık başta olmak üzere diğer sektörlerde faaliyet gösteriyor, esnaflıkla uğraşıyor.
Kırım Tatarlarının bölgeye ilk defa XII. yüzyılda Moğol İmparatorluğu'nun Ukrayna topraklarını ele geçirmesiyle yerleştiği düşünülüyor. Kimi kitaplara göre de, daha sonraları Kıpçak bozkırına akın eden Tatar boyları bu bölgeye geldi. XIV. Yüzyıldan itibaren yaklaşık üçyüz kırk yıl Kırım Hanlığı ( rusçası Krımskoye Khanstvo) güney Ukrayna, Kırım ve Azor denizi etrafında hüküm sürdü. 1868'de II. Katerina'nın askerleri Polonya'ya müdahele etmak üzere harekete geçtiğinde, yollarındaki Osmanlı yerleşimi Balta'ya (şimdi Ukrayna toprağı) girdiler. Böylece Kırım Tatar Hanlığı'nın da sonunu getiren altı yıllık Osmanlı- Rus savaşı başlamış oldu. Bu savaştan sonra Kırım Tatarlarının yaşadığı en olumsuz olay aslen bir gürcü olan Jozef Stalin tarafından Kırım'dan bir gecede apar topar sürülmeleri olmuştur. O sürgünün uygulanış şekli, yollarda ve sonrası yaşananlar göz yaşlarına boğuyor insanı.
İçinde yaşadığımız dönemde Moskova tarafından yakın-yabancı ülke olarak görülen eski Sovyet Cumhuriyetlerinin bir çoğu kendi başına buyruk politikalar seçip Moskova'nın tepkisini aldı. Ukrayna'da Viktor Yanukoviç dönemimin şüpheli bir şekilde sona ermesiyle Ukrayna asıllı olduğu bilinen Nikita Sergeyeviç Khrushchev döneminde Ukrayna'ya hibe edilmiş Kırım yarımadası mart 2014'te kansız bir şekilde Rusya Federasyonu topraklarına katıldı. Bu olaydan sonra, hem dünya hem de Türkiye kamuoyunda burada yaşayan Tatarlar bir çok kere gündeme geldi.
Türkiye'de büyük saygı gören Eski Tatar lider Mustafa Abdülcemil Krımoğlu'nun ve Kırım Tatar halkının içinde yaşadığımız dönemde daha uyanık bir yön izlemesini beklenirdi. Kırımlıoğlu'nun kişiliği ve halkı için bir ömür boyu verdiği mücadele saygıdeğer. Buna rağmen Tataristan'ın eski Cumhurbaşkanı Mintimer Şaymiyev aracılığıyla Tatar lider Kırımoğlu ve Vladimir Vladimiroviç Putin arasında görüşme beni hayal kırıklığına uğrattı. Kırımoğlu'ndan bu günün gerçeklerine göre daha yapıcı bir yaklaşım beklenirdi. Çünkü bugünkü Rusya Federasyonu'nu Stalin yönetmiyor. Lavrenty Beria da yok artık. Orada başta Tatarlar olmak üzere müslüman topluluklara daha ılımlı yaklaşım var. Büyük işadamlarının arasında bile Tatar veya Kafkasyalı müslüman milyarderler mevcut. Kimse onların yaşam hakkını elinden almıyor. Libya, Irak Suriye gibi ülkelerde olan olayları düşünürsek, Ukrayna'nın geleceği aslında belirsiz. Ukrayna'yı küçümasemiyorum ancak borçlu ve yaralı bir ülke. Oysa Rusya bu bölgenin en zengin kaynaklarını elinde tutan kültür ve bilim gücü. Tabi bundan dolayı da askeri bir dev. Büyük cazibesi, politik çekim gücü var.
Moskova ile didişmeniz yersiz. Tarihleri kanlı ve acı olaylarla dolu Kırım Tatar halkı artık yanlış ata oynamamalı. 14 Eylül Pazar günü Kırım'da düzenlenen parlamento ve yerel yönetim seçimlerine katılmadınız. Kırım sakinlerini de seçimleri boykot etmeye çağırdınız. 16 Eylül'de, Simferopol'deki Kırım Tatar Milli Meclisi binasına baskın düzenlendi, binada arama yapıldı. Bunlar gösteriyor ki eskiyi unutamadınız ve Moskova'ya güven veremediniz.
Oysa tarihten dersler çıkartıp ileriye dönük daha gerçekçi, derin ve akılcı bir duruş sergilerseniz bunun gelecek nesillere faydası çok olur.
Eğer ruslarla iyi geçinip, Moskova'ya olumlu sinyaller verirseniz ve bunun karşılığıda Moskova sizi cezalandırırsa, o zaman başta Türkiye olmak üzere tüm dünyadan yardım isteyebilirdiniz. Bu duruşunuzla Rusya'dan tepki almanız gayet doğal, tarih hep böylesi olaylarla dolu. Güzel Kırım sizin de toprağınız. Federasyonun bir çok bölgesinden size destek mesajları geldi. Vladimir Putin size güvenceler verdi, lütfen geçmişi unutup artık yazgınızı olumluya çevirin.
Kırım'a ve soydaşlarımıza selamlar. Sizi seviyoruz.
Cem Güneş
gercekedebiyat.com
22.10.2014 00:02:32