Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek''HALKIMIZIN HER İKİSİNDEN BİRİ YÜZDE 50'Sİ ADALET HİZMETLERİNDEN MAALESEF MEMNUN DEĞİLDİR" "> Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek''HALKIMIZIN HER İKİSİNDEN BİRİ YÜZDE 50'Sİ ADALET HİZMETLERİNDEN MAALESEF MEMNUN DEĞİLDİR" "> Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek''HALKIMIZIN HER İKİSİNDEN BİRİ YÜZDE 50'Sİ ADALET HİZMETLERİNDEN MAALESEF MEMNUN DEĞİLDİR" ">
TÜRKİYE Haber Girişi : 13 Temmuz 2014 22:47

Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek''HALKIMIZIN HER İKİSİNDEN BİRİ YÜZDE 50'Sİ ADALET HİZMETLERİNDEN MAALESEF MEMNUN DEĞİLDİR"

<font color=Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek''HALKIMIZIN HER İKİSİNDEN BİRİ YÜZDE 50'Sİ ADALET HİZMETLERİNDEN MAALESEF MEMNUN DEĞİLDİR" " />
Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, 2010 ile 2014 seneleri arasında, 297 bin adli dinleme, 569 bin önleme dinlemesi olmak üzere yekün 866 bin dinleme yapıldığını açıkladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Topkapı 1453 Sosyal Tesisleri'nde iftar programı düzenledi. Adalet Bakanlığı müsteşarları ve yardımcılarının da amade bulunduğu iftara İstanbul'da görevli 900 yargıç ve savcı katıldı. Program sırasında ilk olarak kürsüye çıkan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, Ramazan ayını kutladığı davetlilere programa katıldıkları için teşekkür etti. "SİCİL AFFININ MUTLAKA GETİRİLMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ" Daha sonra konuşma yapan Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, "Kimin hangi görüşten olduğunun bizim için bir önemi yoktur. Ülkemiz için bir araya gelmenin ön koşulu müstakil ve ilkeli bir duruş sergilemektir. En kısa sürede belki 1 ay belki 15 gün, en kısa sürede parlamentoya yasa teklifi olarak, özlük haklarının iyileştirilmesi ve zam konusunu getirmiş olacağız. Son senelerde maalesef birçok meslektaşımızın haksızlığa maruz kaldığına inanıyoruz. Ve sicil affının mutlaka getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz" diye söyledi. "BİR GÖREV VERİLMİŞ OLMASI, DEVLETİ ELE GEÇİRME HEDEFİNİ MEŞRULAŞTIRMAZ" Hiçbir devletin kendisine ortak istemeyeceğine dikkat çeken İpek, "Bir vazife verilmiş olması kimseye devletin sahibi olma gerekçesini, devleti ele geçirme hedefini meşrulaştırmaz. Adalet Bakanlığı'nın yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı için adım attığı bir dönemde, yargıyı bazı yapıların, kelimesi kelimesine ifade etmek gerekirse, bağımlı ve taraflı hale getirmeye çalışması, kanunla, hukukla, ahlakla, milletimizin beklentileriyle ve yargı mensuplarımızın genelinin istekleriyle bağdaşır bir vaziyet değildir. Düzmece bir yargılama ile sahte şahitler, sahte delillerle bırakın başbakan ve bakan olmasını, 3 adamın idam edilmiş olması, üstelik bunun bir yargı kararına dayanılarak yapılmış olması, ülkemiz demokrasisi için olduğu kadar, yargımız için de tarihe geçen siyah bir lekedir. Demokrasi kesintilerinde yargı maalesef adeta kullanılmış, çoğu vakit da bunda gönüllü olanlar bile çıkmıştır" diye konuştu. 17 VE 25 ARALIK SORUŞTURMALARI 17 Aralık ve 25 Aralık soruşturmalarına da değinen İpek, "Bazı yargı mensupları da kullanılarak, devlet sistemini altüst edecek şekilde bir teşebbüste bulunulmuş, darbeler ve müdahaleler tarihine yarım kalmış bir müdahale başlığı daha eklenmiştir. 17 Aralık ve 25 Aralık süreçlerinde yaşananların, ileri sürülen gerekçelerle ilgili olmadığını hepimiz biliyoruz. Rahmetli Menderes ve bakanlarını yolsuzlukla suçlayıp kamuoyunda yıpratan zihniyet yeniden dirilmiş, kritik süreçlerde devreye girmek suretiyle ülkemizin ayağına bağ olmuştur" ifadelerini kullandı. "HALKIMIZIN HER İKİSİNDEN BİRİ YÜZDE 50'Sİ ADALET HİZMETLERİNDEN MAALESEF MEMNUN DEĞİLDİR" İpek Sözlerini şöyle sürdürdü: "2010 yılında Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu HSYK ile ilgili yeni bir mevzuat yaşama geçirilmiştir. Bunun yargımız ismine bir fırsat olduğunu hep düşündüm. Ancak bu olanak ve fırsat ne yazık ki, bütün yargıyı bağlayıcı şekilde kötüye kullanılmış hususi yapılanmalar için bir fırsatçılığa dönüştürülmüştür. Bu şansı bu çevrelerin saklı ajandaları ve hizipçilikleri nedeniyle değerlendiremedik. Bu üzüntü vaziyet milletin referandum ile ortaya koyduğu iradeye, bakanlığımızın reform çabalarına da adeta ihanet teşkil etmiştir. Ayrım yapmamak ismine, tarafsızlık ismine yakalarımız ayyıldız ve hak terazisinden diğer rozet bile takmamak lazım geldiğini takdirlerinizi sunuyorum. Halkımızın her ikisinden biri yüzde 50'si hak hizmetlerinden maalesef memnun değildir. İnşallah çalışmalarımızla bu oranı hep birlikte düzelteceğiz. Millet iradesi üzerine irade kabul edenlerin, kanaatleri üzerinde vesayeti meşru görenlerin şahsi ve mesleki bağımsızlığı üzerinde bir gücün etkisini, bağını kendisine ve mesleğine layık görenlerin ne bu meslekte, ne demokraside yeri vardır. Onlara şimdilik basiret, uyanıklık, bilinç, irade diliyoruz. Sonrasını da hiç şüphesiz hukukun gerekleri yerine getirilecektir" "866 BİN DİNLEME YAPILMIŞ OLDUĞUNU TESPİT ETTİK" Dinlemeler ile ilgili yaptıkları inlemelerin sonuçlarını da paylaşan İpek, "Televizyonlara, gazetelere, internet sitelerine binlerce adama ait dinleme kayıtları yer alıyor. Yakın bir tarihte kapatılan hususi yetkili mahkemeler ile TMK gereği kurulan mahkemelerde yapılan incelemelerde, benim aldığım sonuca göre, 2010 ile 2014 seneleri arasında, 297 bin adli dinleme, 569 bin önleme dinlemesi olmak üzere yekün 866 bin dinleme yapılmış olduğunu tespit ettik. Bu çalışma halen devam ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, bakanlar, milet vekilleri, işadamları, gazeteciler sebep dinlenir? Projeleriyle gurur duyduğumuz, övündüğümüz, savunma sanayinin, neredeyse tüm yöneticileri ve uzmanları, Aselsan'ın yöneticileri, Makine Kimya Endüstrisi'nin yöneticileri, Türk milletinin gözbebeği silahlı kuvvetlerimizin muvazzaf ve emekli subayları, hakkın rahmetine kavuşan eski başbakanlardan Necmettin Erbakan, Hufzullah Gültekin adıyla ve terör suçuyla dinlenmiş. Bunları kim ismine ve ne için dinlediklerini mutlaka bilmemiz gerekiyor" diye konuştu. CUMHURBAŞKANLIĞI VE Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu HSYK SEÇİMLERİ İpek, "Önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ardından Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu HSYK üyeliği ile ilgili seçimler yapılacak. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu HSYK seçimlerinde yargımızın kendi kaderini belirleme iradesini, başarısını ve özgüvenini göstereceği inancındayım. Her birinizin müstakil iradesine güveniyorum. Bu bakımdan önümüze çıkacak adaylar kim olursa olsun, esas kriterimiz bu isimlerden hangisinin Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu HSYK'da adil ve yargının sorunlarına duyarlı bir şekilde görevini yapacağı olmalıdır. Süreçle ilgili ifade edeceğimiz bir başka nokta, seçimin emniyetini sağlamak olacaktır. Bakanlığımız seçimle ilgili kendisine düşen görevleri, tarafsız bir şekilde yerine getirecektir. Yeni Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu HSYK'nın ilk kararnamesi İstinat mahkemeleri atamaları olacaktır" sözleriyle konuşmasını tamamladı. DHA - Mehmet Aktaran
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.