2015 Miraç Kandili Ne Zaman? İşte En Güzel Kandil Mesajları, Miraç Kandili Dua ve İbadetleri Bu yıl 15 Mayıs (yarın) Cumayı Cumartesiye bağlayan gece, bir Miraç Kandil'ini daha idrak etmenin huzur ve mutluluğunu yaşayacağız. 2015 Miraç Kandili ne zam
Miraç,
bizim için yüceliş ve yükseliştir. Beşeriyetin insanlığa, fiziğin
metafiziğe, bedenin ruha, ruhun sahibine, kulun Allah'a yükselişidir.
Her yıl gelen Miraç, her şeyden önce bizlere hem yücelme ve yükselme
yollarının yegane sahibinin Allah olduğunu hem de birey, toplum ve
insanlık alemi olarak gerek bu dünyada gerekse öte dünyada yücelmemizi
ve yükselmemizi sağlayacak değerler manzumesini hatırlatmaktadır. Miraç
değerleri, insanlığa yüce ufuklar kazandıran değerlerdir. Miraç
değerleri, Kur'an-ı Kerim'de geçen kavramların sembolik anlamlarıyla
ifade etmek gerekirse insanı esfel-i safiline yani aşağıların aşağısına
yuvarlanmaktan engelleyen, ahsen-i takvim, yani en güzel hal üzere
bırakan, sidre-i müntehaya yani en üst kemal noktasına ulaştıran,
cennet-i me'va'ya yani ebediyen huzur içinde kalınacak salah, felah ve
saadet yurdu cennete götüren yüce değerlerdir. Dolayısıyla bugün,
Sevgili Peygamberimizin Miracından ve Miracın getirdiği değerlerden
ilham alarak bireyin, toplumun ve bütün insanlığın madden ve manen
yükselişi üzerinde yeniden düşünmek durumundayız.
Bugün hem birey, hem toplum, hem İslam
alemi, hem de insanlık alemi olarak miraç değerlerine her zamankinden
daha fazla muhtacız. İslam coğrafyasının pek çok yerinde akan kan ve
gözyaşının bir türlü dindirilememesi, Miracın yaşandığı mukaddes
topraklarda Hz. Ömer'in gerçekleştirdiği ve yüzlerce yıl insanların
barış ve huzur içerisinde birlikte yaşamalarını sağlayan hukuk ve
ahlakın, günümüzde bir türlü tesis edilememesi, bölgenin ve insanlığın
barış ve huzurunu tehdit eden zulüm ve haksızlıkların hala devam etmesi,
hem Müslümanların hem de insanlığın Miraç değerlerinden uzaklaştığını
gösteriyor. Sadece İslam dünyasının değil bütün bir insanlığın
yücelmesine ve yükselmesine engel teşkil edecek bu ve benzeri sorunların
önüne ancak Miraç değerleriyle geçilebilir.
MİRAÇ GECESİ NAMAZI NASIL KILINIR?
Miraç
Kandili namazı 12 rekat olarak kılınıyor, namaza nasıl niyet edilir
diye merak edenler için aşağıda açıklamasını verdik. Bu gece kutsal
sayıldığı için namazın kılınacağı özel bir saat veya vakit tahsis
edilmemiş. İslam alimlerine göre geceyi ibadetle geçirmek hayırlıdır.
Miraç
gecesi kılınacak namaz on iki rekattır. İki rekatte bir selam verilerek
kılınacak olan namaz on iki rekat ile bitirilir. Her rekatte Fatihadan
sonra on kere ihlas okunur. Kılınma zamanı yatsı namazı kılındıktan
sonra, imsak vaktine kadar ki herhangi bir vakit olabilir. Bu oniki
rekat namaz bittiği zaman selamdan sonra yüz defa :
"Sübhanallahi
vel hamdülillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber vela havle vela
kuvvete illa billahil aliyyül azim" duası okunur.
Ardından da yüz kere istiğfar yapılır.
Miraç Gecesinin Gündüzünde Kılınacak Namaz
Miraç
gecesinin gündüzünde öğlen namazını kıldıktan sonra sonra dört rekat
namaz kılınır. Bu namazın;birinci rekatında Fatiha' dan sonra bir kere
Felak suresi, ikinci rekattan sonra bir kere nas suresi, üçüncü rekatta
üç kere Kadr suresi, dördüncü rekatta elli kere İhlas suresi okunur.
2015 YILINDAKİ ÖNEMLİ GÜNLER VE GECELER
Mevlid Kandili: 2 Ocak 2015 Cuma
Regaib Kandili: 23 Nisan 2015 Perşembe
Miraç Kandili: 15 Mayıs 2015 Cuma
Berat Kandili:1 Haziran 2015 Pazartesi
Ramazan Ayı Başlangıcı: 18 Haziran 2015 Perşembe
Kadir Gecesi: 13 Temmuz 2015 Pazartesi
Ramazan Bayramı: 17 Temmuz 2015 Cuma
MİRAÇ GECESİ NELER YAPILMALI?
Mi'raç
Gecesi: Receb ayinin 27.nci gecesidir. Yatsi namazindan sonra 12 rek'at
namaz kilinir. 2 rek'atte bir selâm verilir. Her rek'atte 1 Fâtiha-i
Serîfe, 10 Ihlâs-i Serîf okunur. Namazdan sonra; 100 defa"Sübhanallahi
velhamdülillahi ve lâ ilâhe illallahü vallahü ekber, ve lâ havle velâ
kuvvete illâ billahil aliyyil azim" 100 defa istigfar, 100 defa
salâvat-i serîfe okunur.
10 gün 100 defa "Sübhanallahü hayyül Kayyum"
10 gün 100 defa "Sübhanallahü ehadüs Samed"
10 gün 100 defa "Sübhanallahü gafurur Rahiym" zikirlerini yapmak müstehaptir.
MİRAÇ KANDİLİ DUASI
Euzü billahi mineş-şeytanir-racîm Bismillahir-rahmanir-rahîm
Ey
Bizleri varlığa erdiren Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran
Güzeller Güzeli Rabbimiz! Sana sonsuz hamd ü senalar olsun. Kainatın
İftihar Tablosu Peygamber Efendimiz'e Sonsuz salât ü selam olsun.
Gufranla ufkumuzda tüllenen şu mübarek gecede bir kere daha dergâh-ı ilahînin önünde el açıp yalvarıyoruz:
YA İLAHEL-ALEMİN!
Bize
verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla rahmetinin
vüs'ati genişliğindeki kapına dayanıyor, şu mübarek gecede bir kere daha
hâlimizi arz etmek istiyoruz. Hâlimiz Sana ayan, söyleyeceklerimiz
bildiklerinin bir kısmını beyan. Beklediğimiz asırlardan beri bizi
kıvrım kıvrım kıvrandıran dertlerimize derman.. İcabet buyur ey Rahîm ü
Rahmân!
EY ÇARESİZLER ÇARESİ!
Senin
dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona ihtiyacımız
hissettiklerimizden de çoktur. Bütün dileklerimizi kabul buyur ve
bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir
titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.
Ciddi bir yol
almış sayılmasak da yıllar var hep yollardayız. Ufkumuz gam ve kederle
tülleniyor. Önümüzdeki engebeler beşer takatini aşkın görünüyor. Ümmet-i
Muhammed (aleyhissalatü vet-teslîmât) perişan, derbeder ve ızdırap
içinde.. Müslümanlık gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum.. İbadet ü
tâat kültür televvünlü.. Duygular, düşünceler fantezilere emanet..
Mücadelelerin esası da çıkarlar, menfaatler, ırkî mülahazalara dayalı.
Sen bizlere çıkar yol lutfeyle ya Rabbi!
YA RAB!
Önümüzdeki
şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın
darlığıyla başbaşa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden,
nefislerimizi cismânîliğin baskılarından, gönüllerimizi de hevâ ve
heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde
kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran
ülfetten koru. Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak,
kurbet atmosferinde içiçe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap
arkasından koşmak ne acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet
vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.
EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!
Şu
mübarek gece hürmetine Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata
gözlerimizi açtık ve öyle bir alemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak,
arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı
takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce
fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine
ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her halimizden belli; bizleri yara-bere
almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa
çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi
Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma
yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!
EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!
Bir
süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını
vadediyorsun. Sana yönelenlere hep 'Gelin, gelin' diyorsun. Ey Rab!
Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade
buyur 'Biz de geldik' diyelim. Geldik ve Sana, yolların amansızlığını,
nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de dermansızlığımızı
şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, mâsiyetlere
meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş
nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Sen bizleri nefsin ve şeytanın
şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!
Bizleri büyük-küçük
hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve
davranışlardan arındır.. Ya Rabbi lisanlarımızı yalandan, gıybetten,
Senin sevmediğin, hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle..
Kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!
Her
hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle.. Niyetlerimizi ihlaslı kıl
ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!
EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI, EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!
Şu
anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız kirli,
ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz
sarsık, havalar boz-bulanık, mağripler hicranla tül tül, maşrıklar
lütfuna kalmış... İşte böyle bir dağınıklık içinde Sana geldik. Böyle
gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip
pişmanların ümit kapısı, bizler de bu kapının önündeki liyakatsiz
dilenciler. Şimdiye kadar gelip Senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden
boş dönen hiç olmamış; hiçbir kaçkın ve pişman da o kapıdan
kovulmamıştır. O kapı Senin kapın, onun başkalarından farkı da her
gelene affındır. Bizi hilm ü silminle güçlendir. Zalimlere de varlığını
duyur.
EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!
Şu
mübarek gecede binler, yüz binler Senin karşında divan durarak
ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla,
kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet
desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve "Biz geldik" diyoruz.
Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her sese ve herkese merhamet
ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı muvakkat dahi olsa görmüyor,
günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, karıştırdığımız
haltlara değil, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona
bağlıyoruz; Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda
şeytan ve avenesi içten içe homurdanıp duruyorlarmış, Sen bizimle
olduktan sonra ne ifade eder ki!
Sen her şeyin biricik hâkimisin
ve hükmünü engelleyecek bir güç de yoktur. Sen saltanat dairen içinde
en küçük şeyleri görür, en cılız sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir
kimseyi cevapsız bırakmazsın.
EY YÜCELER YÜCESİ!
Sen
biliyorsun, biz de bunun farkındayız; ömrümüzün hasenât kefesi bomboş,
pek çoğumuz itibarıyla bir ihlâs bezginliği içindeyiz. Çoğumuz gafil,
bedbin, dünsüz-yarınsız sefil birer hâlzede gibi aktüalite ile iç
içeyiz. Her hâlimizde âlâyiş, gösteriş, köpük köpük hevâ ve heves;
sürekli zevk u sefâya, makama, mansıba, şöhrete, şana ve dünyevî
hülyalara oynuyoruz. Yığınların rüya ve hülyaları ekonomi ve refah;
taptıkları da dolar,
dinar ve euro. Ruhlar meflûç, kalbler kötürüm, basîret âmâ, düşünceler
kirli, davranışlar da tam buna göre... Gece ve gündüz gibi iki yüzlü
yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyaset
deyip hem ışık türküleri söylüyor hem de karanlık ağıtları
mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor,
bukalemunları şaşırtacak mârifetler (!) sergiliyor ve aldatmayı beceri
kabul ediyoruz.
EY RAB!
Ellerimiz-ağızlarımız,
gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden
fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde,
ağızlar harama açık duruyor; gözler başkalarının kusur müfettişi..
Yalan revaçta, hıyanet âdiyattan bir şey, hakkın ismi var sadece; adalet
"sayyâd-ı bîinsaf"ların hazırladığı kapanların önüne saçılmış birkaç
dane gibi bir şey; vefa Kafdağı'nın arkasında, ahde hürmet unutulup da
bir köşede kalmış; buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak
dorukta. Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, tenperverlik
duygusu boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement; her biri birer gayya
olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve mahiyet-i
nefsü'l-emriyemize göre kendimiz olamıyoruz. Dünya ve ukbâ kazancı adına
ne ciddî bir hesap ne de tutarlı bir plâna sahibiz. Kazançlar kuşağında
sürekli kaybediyoruz; kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla
teselli olmaya çalışıyoruz. Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma
da ayrı bir avunma yolu.
Bütün bunlara rağmen ya Rab! Bizi bize
bırakmaman en büyük dileğimiz. Kendimiz edip kendimiz bulsak da,
rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek vüs'atte.
Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!