SEVMEYİ ÖĞRENDİM

SEVMEYİ ÖĞRENDİM

Sevmek insanın gönlünün genişliği miktarındadır. Her insan yüreğinin büyüklüğü kadar sevebilir. Mevlana ne güzel söylemiştir. Hatta ne güzel anlatmıştır. Önce "sevmeyi öğrendim, sonra güvenmeyi..." der ve devam eder.

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.

Karanlığı gördüm, korktum.

Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi?

Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.

Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;

Aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.

Zamanı öğrendim. Yarıştım onunla...

Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...

İnsanı öğrendim.

Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...

Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim. Sonra güvenmeyi...

Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,

Sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.

İnsan tenini öğrendim. Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu?

Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.

Evreni öğrendim. Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.

Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim. Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.. .

Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.

Okumayı öğrendim.

Kendime yazıyı öğrettim sonra...

Ve bir sure sonra yazı, kendimi öğretti bana...

Gitmeyi öğrendim.

Sonra dayanamayıp dönmeyi...

Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...

Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.

Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karsı olması gerektiğine aydım.

Düşünmeyi öğrendim. Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.

Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.

Namusun önemini öğrendim evde... Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;

gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün ve gerçeğin acı olduğunu...

Sonra dozunda acının, Yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.

Her canlının ölümü tadacağını ama sadece bazılarının hayati tadacağını öğrendim.

Dostlarım,

Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.

Olur ya...

Kalp durur...

Akıll unutur...

Ben dostlarımı ruhumla severim.

O ne durur, ne de unutur...

 Dostça Kalın?

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.