Saygı talep edilmez, hak edilir!


Geçen günlerde 16 yaşında Isveçli Greta Thunberg'in Birleşmiş Milletler Iklim Zirvesinde söylediklerinin bir kısmını aktarmak istiyorum sizlere. 
„Burada olmamalıydım. Okyanusun diğer tarafında okulumda olmalıydım şu an. Ama siz umudu biz genç nesillerde aramaya çalışıyorsunuz. Hangi cürretle? Boş laflarınızla benim hayallerimi ve çocukluğumu çaldınız. Oysa ben şanslı olanlardanım. Insanlar acı çekiyorlar. Insanlar ölüyorlar. Ekosistemler çöküntüde. Kitlesel bir yok oluşun başlangıcındayız ve sizin tek derdiniz para ve sonsuz ekonomik büyüme masalları. Bu ne cürret?“
Gözlerinde yaşlarla yaptığı açıklamanın ardından bazıları tarafından ayakta alkışlanırken, bazıları tarafından da ağır eleştiriler aldı genç kız. Iyi bir oyuncu olduğundan tut, çocuk yaşta haddini bilmediğine kadar bir sürü şey söylendi. 
Greta sadece 16 yaşında diye, dinazor devriminden kalma profesyonel yalancılara alışmış insanlar, ciddiye almadılar genç kızı. Saygı duyamadılar söylediklerine. Belki de bazılarımız genç kızın niye bu kadar sinirlendiğini anlamamışızdır.
Burada size yıllardır anlatılan, fakat hâlâ gerekli önlemlerin alınmadığı çevre kirliliği ile ilgili bir kaç detay paylaşmak istiyorum. (Kaynak: https://schooledbyscience.com/environmental-issues/)
1.Dünya sağlık teşkilatı'nın (WHO) açıklamasına göre her 4 kişiden birinin ölümünün sorumlusu çevre kirliliği, su kıtlığı ve nüfus fazlalığı ile bağlantılı.
2.Çarpık kentleşme işlenmemiş arazileri yok ediyor, dolayısıyla doğal su döngüsünü kesintiye uğratarak yağmur suyunun toprağa karışmasını engelliyor. Bu da büyük sellere yol açıyor. 
3.Çöplerimiz - bildiğiniz gibi - eninde sonunda çöplüğe gidiyor. Bu çöplükler ya yakılarak hava sahamıza yayılan zararlı toksinlere dönüşüyor, ya da okyanuslarda onları yiyecek sanan hayvanlara zarar veriyor. Bir PET şişenin 450 yılda ancak kaybolduğunu biliyor muydunuz?
4.Şu an 7 milyardan fazla insan yaşıyor dünyada. 2050'ye kadar 9,7 milyara yükselmesi beklenen bu durum da insan hayatı için büyük riskler taşıyor. Çünkü ham maddelerimiz kısıtlı.
5.Dünyadaki yaşam çeşitliliği düşüyor. Bizim canlı kanlı görebildiğimiz bir sürü canlıyı, torunlarımız, hatta belki çocuklarımız dahi göremeyecek.
6.Su kıtlığı henüz bizim için olmasa da, dünyanın çeşitli kıtaları için acil ele alınması gereken büyük bir problem. Her tarafımızın suyla kaplı olduğuna bakmayın, içilebilecek su git gide azalmakta. 
7.Hava, su ve toprak kirliliği ozon tabakasını delmek gibi bir sürü felakete yol açıyor. 
8.Ormanlarımız yanıyor. 2030'a kadar yağmur ormanlarının sadece yüzde 10'unun kalması bekleniyor. Böyle bir doğa güzelliğini kaybetmenin yanında, ağaçların yine bizim sadece nefes alarak bile ürettiğimiz karbondioksiti oksijene çevirdiğini belirtmek isterim. Hayvanların yaşam alanlarının tüketilmesi de cabası.
9.2050'ye kadar her 10 hayvan ve bitkiden birinin yok oluşuna şahit olacağız.
10.Iklim değişikliği gerçekleşiyor. Fark etmeseniz de, buzullar eriyor. Su düzeyi yükseliyor. Bir çok şehrin su altında kalması ciddiye alınmasi gereken tehlikeler arasında yer alıyor. 
Ve en güzeli, bunlarin hepsine cözüm yollari üretilmis ve hala üretilmekte. Yine de politikacilar üzerlerine düseni yapmamakla birlikte, Greta gibi gencleri bu tür toplantilara cagirip, yapici fikirler sunmalarini istiyorlar. Sonra Greta kizinca da, hic yapici olmadin ki balim, diyorlar. 
O, daha güzel bir geleceğe bakamadığı için öfkesini kusarken, duyguları inandırıcı gelmedi kimilerine. Yıllardır iklim değişikliğinin yan etkilerini duymazdan gelen, ondan yaşça çok daha büyük insanların alamadığı mesajı, 16 yaşında bir kız çocuğu mu almıştı yani? Ne biliyordu ki o, ne yaşamıştı? 
Malala Yousafzai de Nobel Barış ödülünü aldığında 17 yaşındaydı sadece. Kız çocuklarının da eğitim hakkı olması gerektiğini savunduğu için bir taliban üyesi tarafından başından ve boynundan vurulduğunda ise, sadece 15 yaşında. Ölseydi, korkunç bir istatistik de üzücü bir sayı olarak geçecekti sadece. Ama yaşadı. Hak ettiği saygıyı da sevgiyi de gördü en nihayetinde. 
Ben ise küçükken apolitiktim. Bu ve benzeri konularla ilgilenmez, kitaplarda bulduğum hayal dünyalarında kaybolmayı tercih ederdim. Büyüklerime saygı, küçüklerime sevgi göstermem gerektiği öğretildi bana, ve öyle yaptım. 
Artık öyle yapmıyorum. Yeri geliyor küçüklerime saygı, büyüklerime ise hiç bir şey gösteremiyorum. Ne değişti biliyor musunuz? 
Harry Potter okuyup hayal dünyasinda yaşayacak yaşta çocukların, Greta'nın da dediği gibi hayallerini çaldılar. Saygı ile önünde eğildiğimiz, sorgulamadığımız bütün o „büyük insanlar“ bu çocukların geleceklerini mahvetmeye devam ettikçe, ve üstüne üstlük saygı bekledikçe büyüdü bu çocuklar. Fazla hızlı büyüdü. Ellerini attıkları her alanda, önceki jenerasyonların yaptığı yanlışların bedelini ödeyen bu gençlik, sinirlendi, ayaklandı. Tarih tekrarlanmaya başladı. Gelecek gençlerinse, söz hakkı da onların olmalıdır belki de.
Ve onlar kulaklarımızı kapasak da susmayacaklar. „Ne cürretle?“ diye haykırmaya devam edecekler. Susmasınlar. Ağızlarına sağlık.
Sevgiyle kalın. 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Murat kabakcı 04 Ekim 2019 00:00

    İçeriği çok şey barındırıyor anlayana iyi bir paylaşım başarıların devamı dileğiyle öpüyorum yiğenim.