Hikayelerimize kaldığımız yerden devam edelim istedim ve bugünkü yazımızı KELİMELERİN GÜCÜ ne ayırdım.
Hikayemiz şöyle başlar ! ;
Güzel
bir BAHAR sabahı ağaçların yeşillenip yapraklarının dallarını
sardığı,kuşların yuva yapıp içinde ötüşdükleri, kaldırım kenarındaki
sıra sıra ağaçların bulunduğu güzel bir şehirdeyiz.
Akasya
ağacının beyaz çiçeklerinin kokusunun etrafı sardığı gövdesine
yaslanarak yere oturmuş kara gözlüklü, orta yaş üstü bir adam önüne
koyduğu mendili ve elinde tuttuğu yarım metrelik kartonuyla önünden
geçenlerin ilgi odağı oluyordu.Kaldırımdan geçip hızlı hızlı yürüyenler
kimi işe yetişmeye çalışıyor,kimileri aheste aheste yürüyüşlerle baharın
keyfini çıkarıyorlardı.
Aylardır
hep aynı kaldırımda ve hep aynı yerde oturup önünden geçenlerin verdiği
ÜÇ-BEŞ kuruş ile nafakasını çıkaran adam elinde tuttuğu o kocaman
kartonda siyah keçeli kalemle yazılmış "BEN KÖR'ÜM " yazısı olmasına
rağmen önünden geçenler bir şeyler vermiyor akşama kadar Tek-Tük bozuk
para sesleri duyuyordu önüne her atılışında.Derken işte o her şeyin
değiştiği an gelir çatar?
Tak
tak tak kaldırımda bıraktığı ses ile gelen bir bayan,çıkardığı sese
bakılırsa topuklu şık bir bayan ayakkabısına sahip bu kişi tam Kör
adamın önünde durur ve kartondaki Yazıyı okur ve
Cebinden çıkadığı kalem ile adamın elindeki kartonu alır ve arkasını çevirerek bir şeyler yazar ve der ki ?
- Lütfen eli,nizdeki kartonu şimdi bu tarafını tutmanızı isteyeceğim sizden yaparmısınız.
- İyi de hanımefendi ne yazdınız ki ?
Kadın cevap verir.
- Merak etmeyin nasılsa öğreneceksiniz bana güvenin.
- Size güveniyorum .. der adam ve kaldırımda yankılanan Kadının ayak sesleri uzaklaşır.
Kadın
uzaklaştıkdan sonra Adamın önündeki mendile bozuk paralar,kağıt paralar
çokca atılmaya başalr önünden geçeneler biraz duraksarlar ve yazıyı
okududktan sonra ceblerinden çıkardıkları bozukluk paraları adamın önüne
bırakırlar.
Akşam
üztü olduğunda aylardır aynı yerde olmasına rağmen hayatında hiç bu
kadar çok parayı toplayamayan adamcağız merak ve heyacan içerisnde akşam
iş dönüşünde kadının geçmesini bekler.
İşte yine o ayakkabı sesi gittikçe yaklaşır ve Kör Adamın önünde durur daha kadın söze başlamadan adam seslenir.
- Ne olur yalvarırım elimdeki kartona ne yazdığınız,o kadar çok para veren oldu ki anlamış değilim.
Kadın cevap verir.
- Ne mi yazdım ? sizin " BEN KÖR'ÜM yazısını yazdım, fakat biraz değiştirerek.
- Ya öylemi peki ne yazdınız.?
Kadın şöyle der;
"
Bugün hava ne kadar güzel,pırıl pırıl,çiçek açmış ağaçlar, uçuşan
kelebekler,yüzlerdeki tebessüm ve gözlerdeki ışıltı,,Bahar bir başka
güzel ve ben bu güzellikleri göremiyorum ve asla da göremeyeceğim BEN
KÖR'ÜM."
Yazdım der ve oradan uzaklaşır gider?..
Adam anlamıştır her şeyi ..
Yaşadığın
veya yaşayamadığın,,içinde hissettiğin ama ifade etmekte
zorlandığın,doğru ve yerinde kelimelerle kuramadığın cümlelerin esiri
olabiliyorsun.
Kendini
ifade etmekte KELİMELERİN GÜCÜ denilen bu olguyu kullanabilenler hep
daha şanslılar..önemli olan kendinizi anlatabilmekte ?..ister aşık,ister
işci,ister yazar,ister SİYASETÇİ?kendini ifade etmenin yolu KELİMELERİN
GÜCÜ nden geçiyor.
Kurduğunuz yada kuramadığınız cümleler ile gözlemlediğim insanlar sizlere sesleniyorum
"
BEN KÖR'ÜM yazmaktan artık vazgeçin ..içinizdeki duygularla,içinizden
geldiği gibi ne yaşıyor,ne hissediyorsanız onlarla seslenin
karşınızdakine?Hissetmiyorsanız zaten yazamassınız zorlamanıza gerek yok
"Bırakın çayıra Mevlam kayıra "
Siyaset
sadece SİYASİ ENTRİKALAR ı iyi bilen ve işleyen den nazara KELİMELERİN
GÜCÜ nü en iyi kullanabilme sanatıdır bu sözümü de hiç yabana
atmayın..ya da atın siz bilirsiniz?. 28 OCAK 2015
SAYGILARIMLA
Olcay Güngör